Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/22139 E. 2016/737 K. 25.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/22139
KARAR NO : 2016/737
KARAR TARİHİ : 25.01.2016

Tebliğname No : 15 – 2012/52082

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/10/2011
NUMARASI : 2010/101, 2011/580
SANIKLAR : S.. P.., H.. S..
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanık S.. P.. müdafii, sanık H.. S.. tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılanın, taşınmazını satışa çıkarmasından sonra kendilerini …………l olarak tanıtan iki kişinin bu taşınmaza alıcı oldukları ve alım hususunda anlaştıkları, katılanın, sanık …………atış için vekaletname verdiği, fakat sanık ……… hiç görmediği, katılan, kendisini güvenceye almak için, tapu kayıtlarını ve noter vekaletnamesini bu kişilere vermediği, katılanın, başkaları üzerine olan taşınmazlarını da alabileceklerini söyleyen sanık ve arkadaşlarının, katılanın bu taşınmazların devrini de üzerine yapmasını sağladıkları, hatta burdaki devir masraflarının da sanık …………i tarafından karşılandığı, tarafların daha sonra görüşme amacıyla birbirinden ayrıldıkları, sanık …………, katılandan habersiz olarak aynı gün notere gidip söz konusu ………… istendiğini söyleyerek vekaletname aslını ele geçirdiği ve aynı gün söz konusu taşınmazı sanık Salih’e bedelsiz olarak devrettiği, böylece sanıkların eylem ve fikir birliği içinde hareket etmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda, sanık ve katılan beyanları ile dosya kapsamına göre, suçun sanıklar tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık S.. P.. müdafii, sanık H.. S..’nın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, “5237 sayılı TCK’nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” denilmek suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.