Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/21783 E. 2016/801 K. 25.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/21783
KARAR NO : 2016/801
KARAR TARİHİ : 25.01.2016

Tebliğname No : 15 – 2012/44185

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/09/2011
NUMARASI : 2010/111, 2011/183
SANIK : V.. K..
KATILANLAR : İ.. Ç.., M.. Ç..
SUÇ : Dolandırıcılık, iftira

Dolandırıcılık ve iftira suçlarından sanığın beraatına ilişkin hükümler, katılanlar vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Galericilik yapan sanığın, kendisine ait işyerinde bulunan mülkiyeti ihtilaflı araçları katılanlara satıp, mağduriyetlerine sebebiyet vererek menfaat temin etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği ve 21.09.2009 günlü savunmasında, 09.06.2009 tarihli araç satış sözleşmelerinin sahte olduğunu, adına atfen atılan imzaların kendisine ait olmadığını belirtmesine rağmen, yapılan inceleme sonucunda düzenlenen ekspertiz raporuyla, sözleşmedeki sanık adına atfen atılan imzaların onun eli ürünü olduğunun tespit edildiğinden iftira suçunu da işlediğinin iddia olunduğu olayda;
1-Sanık müdafii tarafından vekâlet ücretine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık müdafiinin yokluğunda verilen hükmün, kendisine 03.11.2011 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, yasal süresi geçtikten sonra yapmış olduğu 14.11.2011 günlü temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Sanık hakkında iftira ve dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik yapılan katılanlar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Galericilik yapan sanığın, sorunlu olduğunu bildiği araçları katılanlara satmış olmasına karşın, ruhsat devrini yapmadığı iddia edilmiş ise de; katılanların galeriden almış oldukları araçların ruhsat sahiplerinin farklı kişiler olabileceğini bilebilecek durumda olmaları yanı sıra yapılacak basit bir araştırma ile de bunun öğrenilmesinin imkan dahilinde olması ve araç devir sözleşmelerinin noterden yapılması halinde geçerliliğinin olacağı, katılanların ise bunu beklemeden parayı sanığa vermeleri, sanığın da, katılanlara sattığı araçların içinde bulunan ruhsatların arasında tescil sahiplerine ait bulunan kart ve telefon numarasını bırakmış olması ve herhangi bir hilesinin bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, suç işleme kastıyla hareket ettiğine dair, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği; yine, sanığın soruşturma aşamasında kalan ve savunma hakkı kapsamında değerlendirilmesi gereken beyanlarının iftira suçunun yasal unsurlarını oluşturmayacağı anlaşılmakla; mahkemece verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen iftira suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı ve dolandırıcılık suçunun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, beraat kararlarının kanuna aykırı olduğuna ilişkin katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 25.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.