Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/21767 E. 2016/830 K. 25.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/21767
KARAR NO : 2016/830
KARAR TARİHİ : 25.01.2016

Tebliğname No : 15 – 2012/44205

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/12/2011
NUMARASI : 2010/440, 2011/350
SANIK : S.. B..
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın 20/09/2007 ödeme tarihli 75.000 TL bedelli, alacaklısı kendisi borçlusu ise Muhacır Keserci olan; 20/10/2007 ödeme tarihli 90.000 TL bedelli, alacaklısı kendisi borçlusu ise Mehmet Toro olan senetleri gerçeğe aykırı düzenleyip katılan bankadan almış olduğu krediye teminat olarak vermek suretiyle menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda;
Senetlerin tanzim tarihinin 15/04/2007 ve 22/05/2007 tarihi olduğu, katılan bankanın 25/03/2011 tarihli cevabi yazısında sanığın 10/08/2007 tarihinde kredi kullandığı ve 4 adet senedin kredi açıldığı gün, diğer 4 senedin ise 14/08/2007 tarihinde verildiğinin belirtildiği anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından kredi sözleşmesi aslının getirtilip sanığa ne miktarda kredi verildiği, borcu karşılamaya yeterli miktarda teminat (ipotek, teminat mektubu) alınıp alınmadığı kredi kullanım tarihinden sonra verilmesi halinde önceden doğan borç nedeniyle sonradan yapılan hilenin dolandırıcılık suçunu oluşturmayacağı nazara alınarak suça konu senetlerin hangi tarihte bankaya verildiği tespit edilerek, adli emanette olduğu belirtilen suça konu senetlerin aslı veya onaylı örneklerinin denetime olanak verecek şekilde dosya içine konularak ve suça konu senetler üzerindeki yazı ve imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
TCK’nın 158/son fıkrası uyarınca adli para cezasının menfaatin iki katından az olamayacağı nazara alınmadan, gün para cezasının önce 1650 gün olarak hükmolunup, sonrasında TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca gerekçe gösterilmeksizin bir gün karşılığı üst sınır olan 100 TL belirlenip, ardından gün para cezasının bu kez 3300 gün üzerinden paraya çevrilerek sonuç ceza doğru olmakla birlikte hükümde çelişkiye neden olunması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 25/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.