Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/21745 E. 2015/32469 K. 21.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/21745
KARAR NO : 2015/32469
KARAR TARİHİ : 21.12.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/40061

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Zile Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/05/2011
NUMARASI : 2010/114, 2011/50
SANIKLAR : N.. M.., M.. P..
KATILAN : M.. M.. Bakanlığı
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık

Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanıklar haklarında verilen beraat hükümleri, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.
14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6110 sayılı Kanun’un 8.maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde; “Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava, daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın, daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalı, ayrıca görevli ceza dairesi belirlenirken, suçun ağırlaştırıcı nedenleri de göz önünde bulundurulmayacaktır.
İncelenen dosya içeriğine göre, Zile Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 10.11.2010 tarih ve 2010/2431-726 sayılı iddianamesiyle, Özel Sevgi Okulu müdürü olan sanık N.. M..’nin, aynı okulda öğretmenlik yapan M.. P.. ile birlikte sahte belge tanzim ederek haksız kazanç sağlayıp, kamuyu zarara uğrattıklarının iddia edilmesi karşısında; 14.02.2007 gün ve 26434 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve iddianamenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 9/son maddesindeki “Kurumlarda görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler, görevleri sırasında suç işlemeleri veya görevleri nedeniyle

kendilerine karşı işlenen suçlardan dolayı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun uygulanması ve ceza kovuşturması bakımından kamu görevlisi sayılır.” amir hükmü uyarınca, sanıkların memuriyet sıfatına bağlı olarak tavsifi yapılan eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 204/2. maddesinde düzenlenen memurun resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturduğu da gözetilerek yapılan incelemede;
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılıp, nitelendirmesi yapılan ve sevk maddeleri gösterilen resmi belgede sahtecilik suçunun cezasının, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 204/2. maddesinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis; dolandırıcılık suçunun cezasının ise, aynı kanunun 158/1-e-son maddesinde üç yıldan yedi yıla kadar hapis olduğu dikkate alındığında;
İddianamedeki anlatım, nitelendirme ve sevk maddelerine göre, Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yüksek (11.) Ceza Dairesi’nin görevi dâhilinde olduğundan Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli Daireye gönderilmesine, 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.