Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/21553 E. 2016/139 K. 12.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/21553
KARAR NO : 2016/139
KARAR TARİHİ : 12.01.2016

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi

SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik

Dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, katılan M.. K..’nın sahibi olduğu …..Tekstil Konfeksiyon İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti’den kot pantolon vs.tekstil ürünleri satın alıp karşılığında suça konu ….. Şubesine ait 15.500 TL bedelli sahte olarak oluşturulmuş çeki verdiği şeklindeki eyleminin dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarını oluşturduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanık savunmalarında katılandan mal alan ve çeki kullananın ….. olduğunu ifade etmiş ise de ………….. kimlik bilgilerini ve adresini mahkemeye bildiremediği, katılan ve tanık beyanlarına göre de sanığın malları alıp çeki verdiğini ifade etmeleri ve alınan bilirkişi raporuna göre de çekin ön yüzündeki yazı ve kendi adına olan cirodaki yazı ve imzaların sanığın eli ürünü olduğunun belirtildiği gözetilerek sanığın katılandan aldığı mallar karşılığında suça konu çeki kullandığı anlaşıldığından tebliğnamedeki 1 nolu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
1)Sanık hakkında sahtecilik suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2)Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (i) ve (k )bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin TCK’nın 158/1-f. son maddesi gereğince temel ceza belirlenirken doğrudan haksız elde olunan yararın iki katının esas alınması fazla adli para cezası tayini,
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “31000 TL” ve “25833 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine sırasıyla “1550 gün”, “ 1291 gün” ve “25.820 TL“ ibaresinin eklenmesi ve hüküm fıkrasında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.