Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/21427 E. 2016/183 K. 13.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/21427
KARAR NO : 2016/183
KARAR TARİHİ : 13.01.2016

Tebliğname No : 11 – 2012/73605

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2011
NUMARASI : 2011/202 (E) ve 2011/403 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın kurucu ortağı olduğu E… Z…. L…. Ş….. bulunan hisselerinin tamamını 25/10/2007 tarihinde eşi N…. Z….. devrederek ortaklıktan ayrılmasına rağmen, şirket adına çek tanzim ederek katılan firmaya verdiği, bu suretle sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
1-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24.03.1998 gün, 50/105, 01.06.1999 gün, 137/146, 10.10.2000 gün, 175/193, 23.10.2001 gün, 226/227 ve 30.05.2006 gün 173/145 sayılı kararlarında ve benzer nitelikteki içtihatlarında açıklandığı üzere; 5271 sayılı CMK’nın 225. (1412 sayılı CMUK’nun 257 ve 150) maddesi uyarınca hükmün konusunun iddianamede gösterilen fiilden ibaret olması ve ek savunma verilerek başka bir suçtan yargılama yapılarak mahkumiyet kararı verilmesinin mümkün olmaması karşısında, somut olayda sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan açılmış kamu davası bulunmadığı ve sanık hakkındaki iddianamenin resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin olduğu gözetilmeksizin, sanık hakkında açılmış bir dava bulunmamasına rağmen nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılama yapılarak sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği, somut olayda, sanığın kurucu ortağı olduğu E… Z….. L…. Ş….. hisselerini eşine devretmesi ve şirketin yetkili ortağının sanığın kardeşi S…. Z…. olması ayrıca eşinede devretmiş bulunması karşısında, eşi ve S….. Z….. tanık sıfatıyla ifadesi alınarak, sanığın suç tarihinde suça konu çeki imzalaması hususunda bilgisi ve rızası olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması ile sonucuna göre, sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde eksik araştırmayla mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
Resmi belgede sahtecilik suçundan hükmedilen uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/3. maddesi gereğince aynı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının a, b ve d bendlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 13/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.