Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/20409 E. 2015/32458 K. 21.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/20409
KARAR NO : 2015/32458
KARAR TARİHİ : 21.12.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/30030

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Tekirdağ 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07/10/2011
NUMARASI : 2011/213, 2011/321
SANIK : R.. Ç..
SUÇ : Dolandırıcılık

Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK.nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden koşulları oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Müştekinin, olay günü Ziraat Bankası’ndan 715 TL emekli maaşını çektiği, bu sırada yanına gelerek kendisini ……… Vergi Dairesi Müdürü olarak tanıtan sanığın “acele işim var, birine 250 TL vereceğim, bu parayı bozar mısın?” diyerek 3 adet 100 TL verdiği, müştekinin şahsa 50 TL verdiği, bu sırada sanığın “paralarını iyi sakla, çalmasınlar, bana ver cüzdanına koyayım” diyerek müştekinin paralarını alıp cüzdana koyduğu izlenimi yaratarak geri verdiği, olay yerinden uzaklaştığı sırada müştekinin durumdan şüphelenmesi üzerine cüzdanını kontrol ettiğinde maaş olarak çektiği paraların yerinde olmadığını gördüğü, sanığın bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda; sanık savunması, müşteki beyanı, tutanaklar ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiş, sanığın önceden hazırladığı senaryo çerçevesinde eylemini gerçekleştirmesi karşısında, zilyetliğin geçici de olsa sanığa devredilmemesi nedeniyle eylemin TCK’nın 141/1 maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu gerekçesiyle bozma isteyen tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın suçun sübutuna ilişkin, katılanın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK’un 321.. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin c bendinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, “5237 sayılı TCK’nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın (c) bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle , sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.