YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/19926
KARAR NO : 2013/16345
KARAR TARİHİ : 31.10.2013
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık hakkında hükmolunan ceza miktarına nazaran, sanık müdafiilerinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’un 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara
ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Avukat olan sanığın, daha önce … 2. Ağır Ceza Mahkemesince mahkumiyetlerine karar verilip dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sonucunda cezaları onanan … ve … ile birlikte kurdukları örgütün faaliyeti kapsamında mağdurlara tebligat yapıyormuş ya da posta iletisi teslim ediyormuş gibi aldıkları imzalarının bulunduğu kağıdı senet haline getirip, kendilerine maddi iyilikte bulunacaklarını söyledikleri üçüncü kişileri alacaklı olarak göstermek suretiyle mağdurlar aleyhine icra takibi yaptıkları somut olaylarda; aynı suçlardan hakkında verilen mahkumiyet hükümleri kesinleşen …’nın soruşturma aşamasındaki mağdur ismi, yer, zaman ve sonradan doldurulan senetlerdeki alacak miktarlarını bildirerek, sanığın kendisini aracı ile götürüp mağdurları gösterdiğine ve nereye imza alacağını tarif ettikten sonra imzanın bulunduğu sayfanın senet haline getirdiğine yönelik ifadesi ile senet alacaklısı haline getirilen şahısların borçlu olarak görünen mağdurlar ile aralarında herhangi bir alacak borç ilişkisinin bulunmadığına yönelik beyanları ile sanığın pek çok takipte alacaklı vekili olarak yer alması karşısında sanığın suç işlemek amacıyla örgüt kurup yönetme, resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçlarını işlediğine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 31.10.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.