YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1951
KARAR NO : 2014/17692
KARAR TARİHİ : 30.10.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/49714
MAHKEMESİ : Bursa 15. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/02/2010
NUMARASI : 2009/441 (E) ve 2010/120 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Cadde üzerinde yürüdüğü sırada katılanın yanına gelen sanığın, kendisine Adapazarından geldiğini, telefonunun şarjının bittiğini söyleyerek telefonunu istediği, katılanın sanığın kendisine söylediği telefon numarasını tuşladıktan sonra konuşması için sanığa verdiği, sanığın özel görüşeceğini söyleyerek katılanın yanından birkaç adım uzaklaştıktan sonra, bir ara katılanın dalgınlığından yararlanarak ortadan kaybolduğu, telefonu aynı gün 2. el
telefon satışı yapan tanık D. K.’a sattığının anlaşıldığı olayda, zilyetliğin geçici olarak sanığa devredilmemesi nedeniyle sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 141/1 maddesinde tarifini bulan hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.