Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/19461 E. 2015/32656 K. 24.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/19461
KARAR NO : 2015/32656
KARAR TARİHİ : 24.12.2015

Tebliğname No : 15 – 2013/214505

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2010
NUMARASI : 2009/23, 2010/144
SANIKLAR : H.. B.., N.. B..
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik

Nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanık N.. B.. hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar ile sanık H.. B..’in mahkumiyetine ilişkin hükümler, müşteki M.. H.. vekili ve sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kovuşturma evresinde duruşmadan haberdar edilmeyen katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunan M.. H..nin 5271 sayılı CMK’nın 260/1.maddesine göre, sanıklar hakkında kurulan hükümleri temyize hakkı bulunduğu belirlenerek aynı yasanın 237/2.maddesi uyarınca katılmasına vekilininde katılan vekili olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede;
Katılan Hazine vekilinin sanık N.. B.. hakkındaki hükümlere yönelik Salihli Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına yaptığı itirazı hakkında mahallinde karar verilmiş olduğu görülmüştür.
1-Sanık N.. B.. hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların temyiz incelenmesinde;
5271 Sayılı CMK’nın 231.maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığı, bu sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı sanık müdafiinin yaptığı itiraz üzerine, Salihli Ağır Ceza Mahkemesince itirazın reddine karar verildiği anlaşıldığından; sanık Nermin müdafiinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 317.maddesi gereğince REDDİNE,
2-Sanık H.. B.. hakkında nitelikli dolandırılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesine gelince;
a-Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik olarak;
Suça konu arazinin sanık Hakkı’ya ait iken aralarındaki alacak borç ilişkisi nedeniyle katılan Ahmet Raşit’e devredildiğinin ancak arazinin o tarihten sonra da fiilen sanık Hakkı tarafından kullanıldığının, onun tarafından ekilip biçildiğinin, suç tarihi olan 2006 yılında da sanık Hakkı tarafından kullandığının, katılan A.. P..’da dahil dosyada dinlenen tüm tarafların ve tanıkların bu hususu doğruladıklarının anlaşılması karşısında; sanık Hakkı’nın 2006 yılında İlçe Tarım Müdürlüğüne doğrudan gelir desteği için müracaatına konu ettiği arazide fiilen ekim yapıp yapmadığı, yapmışsa beyan ettiği arazi miktarı, ekim yaptığı ürün ve aldığı DGD’nin fiili gerçeği yansıtıp yansıtmadığı araştırılmadan, atılı kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçunun unsurlarının somut olayda ne surette gerçekleştiği yöntemince tartışılıp irdelenmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
aa-Sanığın tekerrüre esas alınan mahkumiyetinin karşılıksız çek düzenleme suçuna ilişkin olduğu, 3167 sayılı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca verilen mahkumiyetlere ilişkin eylemlerin 31.01.2012 tarih ve 28193 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanununda değişiklik yapılmasına dair Kanun gereğince idari yaptırıma dönüşmesi karşısında, tekerrür hükümlerinin uygulanma imkanı bulunmadığının gözetilmemesi, yine bu bağlamda, sanığın duruşmadaki iyi hali nedeniyle cezasından takdiri indirim yapılması, zararın giderilmiş olması ve adli sicil kaydında görünen 3167 sayılı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca verilen mahkumiyetlerine ilişkin eylemlerin 31.01.2012 tarih ve 28193 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanununda değişiklik yapılmasına dair Kanun gereğince idari yaptırıma dönüşmesi karşısında; sanık hakkında CMK’nun 231 maddesi uyarınca ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması’ kararı verilip verilmeyeceğinin tartışılmasında zorunluluk bulunması,
bb-5237 sayılı TCK.nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden bu yönde değerlendirme yapılmaması,
b-Özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik olarak ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
aa-Sanığın tekerrüre esas alınan mahkumiyetinin karşılıksız çek düzenleme suçuna ilişkin olduğu, 3167 sayılı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca verilen mahkumiyetlere ilişkin eylemlerin 31.01.2012 tarih ve 28193 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanununda değişiklik yapılmasına dair Kanun gereğince idari yaptırıma dönüşmesi karşısında, tekerrür hükümlerinin uygulanma imkanı bulunmadığının gözetilmemesi, yine bu bağlamda, sanığın duruşmadaki iyi hali nedeniyle cezasından takdiri indirim yapılması, zararın giderilmiş olması ve adli sicil kaydında görünen 3167 sayılı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca verilen mahkumiyetlerine ilişkin eylemlerin 31.01.2012 tarih ve 28193 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanununda değişiklik yapılmasına dair Kanun gereğince idari yaptırıma dönüşmesi karşısında; sanık hakkında CMK’nun 231 maddesi uyarınca ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılması’ kararı verilip verilmeyeceğinin tartışılmasında zorunluluk bulunması,
bb-5237 sayılı TCK.nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden bu yönde değerlendirme yapılmaması,
Kanuna aykırı olup, katılan M.. H.. vekili ve sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 24.12.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.