Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/19185 E. 2015/31843 K. 07.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/19185
KARAR NO : 2015/31843
KARAR TARİHİ : 07.12.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/23452

MAHKEMESİ : İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/09/2011
NUMARASI : 2011/116, 2011/210
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın, müşteki H.. Y..’a ait nüfus cüzdanına kendi fotoğrafını yapıştırıp bu kişi adına çek hesabı açtırıp sahte çekler düzenleyerek piyasaya dağıttığı, söz konusu bu sahte çeklerden birinin de müşteki Ü.. E..’e verildiği, müşteki tarafından ödenmeyen bu çekle ilgili olarak keşideci aleyhine icra takibine geçildiğinde çekin sahte olduğunun belirlendiği, böylece sanığın resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Sanık hakkında, müşteki H.. Y..’a ait sahte çeklerin kullanılması suretiyle dolandırıcılık yaptığı iddiasıyla İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/118 Esas, 2013/159 Karar sayılı kararıyla mahkumiyet kararı verildiği ve dosyanın halen temyiz aşamasında olduğunun belirlendiği, sahtecilik suçlarının mağdurunun kamu olduğu hususu da dikkate alınarak, sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun’un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal edilmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanacağı, aynı suç işleme kararıyla hareket eden sanığın, çekleri farklı zamanda düzenlediğine dair delil bulunmaması durumun da, birden fazla çek nedeniyle tek bir sahtecilik suçundan hüküm kurulacağı, farklı suç işleme kastının belirlenmesi halinde de, iki ayrı suçun oluşacağının anlaşılması karşısında, söz konusu mahkeme dosyası ile bu dosya arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle birleştirme kararı verilmesi, delillerin bir bütün halinde değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve tekdirinin gerektiği gözetilmeyerek eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alınarak, lehe olan söz konusu iptal kararı nedeniyle yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
2-Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın, suçun sabit olmadığına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (i) ve (k )bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin TCK’nın 158/1-f, son maddesi gereğince temel ceza belirlenirken eksik belirlenmesi, daha sonra doğrudan haksız menfaatin iki katının esas alınarak fazla adli para cezası tayini edilmesi,
b-5237 sayılı TCK’nın 52/1. maddesine göre, adli para cezasının, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yedi yüz otuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan paranın hükümlü tarafından Devlet hazinesine ödenmesinden ibaret olduğu, sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığının, aynı Kanun’un 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında gerekçesi gösterilerek takdir olunacak miktarla çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirleneceği, somut olayda, sanığın, aylık gelirinin 5.000 TL olduğunu belirtmesi karşısında, sanığın sosyal ve ekonomik durumu ile hakkaniyet ve nesafet ile orantılılık ilkeleri de gözetilerek bir miktar belirlenmesi gerektiği gözetilmeden ve sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi kapsamında temel ceza asgari hadden belirlenmesine rağmen, tespit edilen gün para cezasının, aynı Kanun’un 52. maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesi sırasında herhangi bir gerekçe göstermeden üst hadden uygulama yapılarak hükümde çelişki yaratılması ve 5237 sayılı TCK’nın 3 ve 52/2. maddelerine muhalefet edilmesi,
c-5237 sayılı TCK’nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alınarak, lehe olan söz konusu iptal kararı nedeniyle yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak hükümlerin BOZULMASINA, 07/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.