Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/19065 E. 2014/8417 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/19065
KARAR NO : 2014/8417
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/218247
MAHKEMESİ : Altınözü Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/02/2011
NUMARASI : 2010/161 (E) ve 2011/14 (K)
SUÇ : İbadete ayrılmış eşya hakkında hırsızlık, kamu
malına zarar verme
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Suça sürüklenen çocuğun, mağdurun imamlık yaptığı Merkez Ulu Camii’ne girerek imamın takkesini yırtıp, Kur’an okumak için kullanılan mikrofon ayağını eğdikten sonra, camiye ait mikrofon kulaklığını alarak camiden ayrıldığı anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 5395 sayılı Kanun’un 3/a-2 maddesine göre kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuk için suça sürüklenen çocuk ifadesinin kullanılması gerekirken sanık ifadesinin kullanılması,
2- 05/05/1992 doğumlu olan suça sürüklenen çocuk, yargılama sırasında 18 yaşını doldurduğu halde, 26/11/2010, 25/01/2011 ve 08/02/2011 tarihli oturumların açık yerine kapalı yapılması ve hükmün gizli tefhim edilmesi suretiyle CMK’nın 182. maddesine aykırı davranılması,
3- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06.04.2010 tarih ve 2010/4-71 Esas, 2010/76 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi; 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesiyle, bir infaz kurumu haline getirilip, sadece hapis cezasıyla sınırlı olarak kabul edilen ertelemede, maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkemece bir deneme süresinin belirlenmesi zorunlu olup, bu sürenin belirlenmemesi veya eksik belirlenmesinin, aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyeceği ve denetim süresinin mahkûm olunan hapis cezası süresinden az olamayacak şekilde belirlenmesi gerektiğinden hareketle, somut olayda anılan emredici düzenlemeye aykırı olacak şekilde, mahkemece hırsızlık suçundan sonuç olarak 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası verilen suça sürüklenen çocuk hakkında 1 yıl denetim süresi belirlenmesi,
4- Suça sürüklenen çocuğun, Merkez Ulu Camii’ne girerek imamın takkesini yırtıp, Kur’an okumak için kullanılan mikrofon ayağını eğmesi şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 153. maddesinde düzenlenen “ibadethanelerle, bunların eklentilerine, buralardaki eşyalarla, bunların üzerindeki yapılara, mezarlıklardaki tesislere, mezarların korunmasına yönelik yapıları yıkmak, bozmak ve kırmak” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, mala zarar verme suçunun nitelendirilmesinde hataya düşürülerek yazılı şekilde TCK’nın 152/1-a maddesi uyarınca hüküm kurulması,
5- Suç tarihinde 18 yaşından küçük olup, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan suça sürüklenen çocuk hakkında, mala zarar verme suçundan hükmolunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29/04/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.