Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/19027 E. 2015/31905 K. 07.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/19027
KARAR NO : 2015/31905
KARAR TARİHİ : 07.12.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/24953

MAHKEMESİ : Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/05/2011
NUMARASI : 2010/219, 2011/340
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın katılan …… şirketler grubunun 3 şirketinin muhasebe işlemlerini yaptığı, suça konu çeki muhasebe ücreti alacağına karşılık katılandan aldığını savunması, katılanın sanığa muhasebe ve danışmanlık hizmeti nedeniyle borçlarının bulunmadığını ifade etmesi, sanığın M.F. B.ve E. E.’den aldığı 20000 TL ve 15000 TL bedelli senetleri iade ettiği ve … Turz. İnş. Taş. Ltd. Şti aleyhine kambiyo senedine mahsus icra takibi yaptığı, buna ilişkin takip dosyası ve iade edilen senet örneklerinin dosyaya getirildiği anlaşılmakla; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti için sanık ile katılan şirket arasındaki iddia ve kabul edilen muhasebe ve danışmanlık hizmeti nedeniyle sanığın ücret alacağının bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken çek bedelinin yüksek olmasının normal bulunmadığı gerekçesiyle eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Serbest Muhasebecilerin 3568 sayılı Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirlik Kanunu’nun 2/A maddesinde belirtilen görevleri arasında vergi borcunu yatırmak gibi bir görevinin olmadığı, ayrıca Türkiye Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğinin Mecburi Meslek Kararları’na ilişkin 26.01.1996 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 1996/1 sayılı genelgesinin 1. maddesinde yer alan “meslek mensupları, müşteri adına üçüncü kişilere ödeme yapmak üzere her ne isim altında olursa olsun mali değerler alamazlar” şeklindeki hükmüne göre; sanığın, vergi ve SSK prim borcunu yatırmak üzere katılandan aldığı paraları kurumlara yatırmayarak özel işlerinde kullandığının iddia ve kabul olunması karşısında, eyleminin görevi ile ilgisinin bulunmayıp sübutu halinde şikayete tabi olan 5237 sayılı TCK’nın 155/1. maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunda temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan gerekçe gösterilmeden uzaklaşılarak tespit edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 07/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.