Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/18949 E. 2015/31603 K. 30.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/18949
KARAR NO : 2015/31603
KARAR TARİHİ : 30.11.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/25909
MAHKEMESİ : Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2011
NUMARASI : 2009/182 (E) ve 2011/313 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, sahtecilik

Sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleri sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sanığın, ortağı olduğu şirkette çek düzenleme yetkisi bulunmadığı halde, katılan Y.. K..’dan almış olduğu toptan ayakkabı karşılığında suça konu iki adet çeki düzenleyip vermek suretiyle dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, mağdurun önceden verdiği rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan failde mağdura zarar vermek bilinci bulunmayacağından kastın varlığının ileri sürülemeyeceği, ancak mağdurun rızasının kastı ortadan kaldırabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanmasının zorunlu olduğu, mağdurun rızasının açık ya da zımni olmasının bir öneminin bulunmadığı, özellikle iki kişi arasındaki ilişkilerde, böyle bir rızanın varlığının ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığının kabul olunamayacağından hareketle; sanığın aşamalardaki tüm savunmalarında, ortağı olduğu Belissa şirketinin kuruluşundan itibaren mal alım ve satımını kendisinin yaptığını, çekleri de kendisinin düzenleyerek verdiğini, nitekim temyiz dışı H.. D..’ın işlerle ilgilenmediğini, hatta onun vermiş olduğu yetkiyle birçok çek koçanı alıp, bunları şirkete almış olduğu mallar karşılığında verdiğini, ödemede herhangi bir sorun çıkmadığını, H.. D.. ile aralarında süregelen bir zımni muvafakatin olduğunu belirterek suçlamaları kabul etmemesi, H.. D..’ın da 03.06.2009 tarihli dilekçesi ile birlikte aşamalardaki beyanlarında, daha önce bu şekilde sanık tarafından düzenlenen çeklerin ödendiğini, sorun çıkmadığını, katılandan alınan ayakkabıların şirket kayıtlarına işlendiğini ve buna ilişkin faturalarının olduğunu ifade ederek savunmayı doğrulaması karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin ortaya çıkarılması bakımından, sanığın savunmasında belirttiği şekilde gerek katılana gerekse de başka şirketlere daha öncesinde bu şekilde sanık tarafından keşide edilerek ödenen çeklerinin bulunup bulunmadığı araştırılıp, çeklerin sanık tarafından sahtecilik kastıyla hareket etmeden yetkili temsilcinin örtülü rızasına dayanılarak düzenlendiğinin tespiti halinde sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarının oluşmayacağı dikkate alınarak, hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.