Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/1868 E. 2014/17333 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1868
KARAR NO : 2014/17333
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/26429
MAHKEMESİ : Kocaeli Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/06/2010
NUMARASI : 2008/206 (E) ve 2010/287 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehin etmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suça sürüklenen çocuğun katılanın çiçekçi dükkanında elemen olarak çalıştığı, katılanın H. Bankası İ. Şubesi’ne yatırmak üzere suça sürüklenen çocuğa 1.500 TL para verdiği, suça sürüklenen çocuğun önce parayı kaybettiğini, sonrasında ise bankada dolandırıldığını söylediği, bu şekilde çelişkili beyanda bulunarak parayı uhdesine geçirdiği iddia edilen olayda,
Suça sürüklenen çocuğun korktuğu için önce paranın kaybolduğunu söylediğini, aslında tanımadığı bir şahsın yanına gelerek hal hatır sorduğunu ve işyeri sahibinin adını ve telefonunu istediğini, telefonuyla aradığını, “Alo Kemal ne haber iyi misin bir sipariş vereceğim” dediğini, şahıs bu görüşmeyi yapmadan önce işyeri sahibinin adını da sorduğunu, görüşmesi bittikten sonra telefonu kapattığını ve “Dükkanda sipariş varmış, seni çağırıyor. Sen parayı bana ver. Ben yatırayım, dekontu da dükkana getireceğim” dediğini, cebindeki parayı ve bankadan almış olduğu sıra numarası ile şahsa teslim ettiğini, kamera kayıtlarındaki şahsın parayı alan şahıs olduğunu savunması, 07/05/2008 tarihli kamera incelme tutanağında suça sürüklenen çocuğun saat 16:30:03 sıralarında banka içinde beklediği, saat 16:31 de içeri giren 30 yaşlarında, orta boylu, orta kilolu, koyu renk mont, mavi kot pantolon, kısa saçlı, alnının iki tarafı açık olan şahsın içeri girdiği ve kısa bir süre sonra tekrar dışarı çıktığı, aynı şahsın saat 16:34:25 sıralarında tekrar bankaya girdiği ve suça sürüklenen çocuk ile konuştuğu, saat 16:41 sıralarında suça sürüklenen çocuğun tek başına bankadan çıktığı ve arkasından da kimliği belirsiz şahsın çıktığının tespit edilmesi, bilirkişi raporunda suça sürüklenen çocuğun ceza ehliyetinin tam olduğu ancak, hafif mental retardasyon nedeniyle kolay inanır, tesir altına alınır bir yapıya sahip olduğu ve olay senaryosu üretip oynama şeklinde yüksek zeka gerektirir davranış gösteremeyeceğinden anlatımlarının samimi bulunduğu ve itibar edilmesi gerektiği yönünde rapor düzenlenmesi karşısında, suça sürüklenen çocuğun atılı suçu işlediği yönünde her türlü şüpheden uzak ve kesin delil bulunmadığından beraatı yerine suça sürüklenen çocuğun çelişkili beyanları ve kamera izleme tutanağında olayın oluşuna ilişkin ayrıntılı bilginin bulunduğundan bahisle yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/10/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.