Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/18551 E. 2015/32128 K. 10.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/18551
KARAR NO : 2015/32128
KARAR TARİHİ : 10.12.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/112625

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2011
NUMARASI : 2011/319, 2011/586
SANIK : T.. S..
SUÇLAR : Bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanığın aşamalarda değişmeyen ifadesinde, suça konu çekin ne şekilde kendisine geldiğini ve kimin verdiğini hatırlamadığını, ancak bu çek karşılığında koltuk satmış olabileceklerini, yine söz konusu çeki pazarlamacılarının getirmiş olabileceğini belirterek atılı suçlamaları kabul etmemesi, sanığın hükümden sonra vermiş olduğu temyiz dilekçesinde, sahte olduğu iddia edilen çeki keşidecisi olan Can Zeytincilik Ticaret Limited Şirketinden aralarında bulunan ticari ilişki kapsamında aldığını söyleyerek buna ilişkin sipariş formu ibraz etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın suça konu çeki Can Zeytincilik Ticaret Limited Şirketinden ticari bir ilişki kapsamında alıp almadığının gerektiği takdirde sanığın yetkilisi olduğu şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak tespit edilmesi, söz konusu çekin keşidecisi olarak gözüken şirketin ortağı olan Uğur Yılmaz isimli şahsın olayla ilgi beyanlarının tespit edilmesi, yine söz konusu çekin ön yüzünde bulunan keşideci imzası ile diğer yazı ve rakamların sanığa ve keşideci şirketin ortağı olarak gözüken Uğur Yılmaz isimli şahsa ait olup olmadığı hususunda kriminal raporu alınmasından sonra toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kabule göre de;
2- 5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (i) ve (k)bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin TCK’nın 158/1-f. son maddesi gereğince gün adli para cezası belirlenip adli para cezasına çevrildikten sonra TCK’nın 62/1.maddesi uyarınca indirim yapılarak fazla adli para cezası tayini,
3- 5237 sayılı TCK.nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden bu yönde de değerlendirme yapılmaması,
4-TCK’nın 53. maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun“ sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükümlerin isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.12.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.