YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1799
KARAR NO : 2014/16902
KARAR TARİHİ : 21.10.2014
Tebliğname No : 11 – 2008/255412
MAHKEMESİ : İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2008
NUMARASI : 2006/752 (E) ve 2008/604 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanık ile katılanın aralarında bir dönem önce deterjan ticareti olduğu, sanığın katılan adına 21/04/2005 ödeme tarihli bonoyu sahte olarak tanzim ederek İstanbul 5. İcra dairesinde takibe koyduğu böylece resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği ve katılanı dolandırdığı iddia olunan somut olayda;
İddia ve oluşa uygun kabule göre; sahte bonoyu icra dairesinde takibe koymak şeklindeki eylemin, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen “Kamu kurum ve kuruluşlarının aracı kılınması sureti ile” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde, hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.