Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/1788 E. 2013/7473 K. 24.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1788
KARAR NO : 2013/7473
KARAR TARİHİ : 24.04.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu Malına Zarar Verme, Kamu Görevlisine Karşı Görevinden Dolayı Hakaret, Görevi Yaptırmamak için Direnme, Hakaret, Kasten Yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma suça konu şeyin amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
5237 sayılı TCK’nın “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı dördüncü kısmının, “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ”başlıklı birinci bölümünde, 265.maddesi ile düzenlenen; “Görevini Yaptırmamak İçin Direnme” suçuyla korunan hukuki yarar, kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup; bu suçta kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmesini dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik fiillerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Öte yandan, kendisine verilen görevi yerine getirmekte olan kamu görevlisine karşı cebir ve/veya tehdit fiili gerçekleştirilmiş bulunduğundan bu suçla aynı zamanda kişi özgürlüğü ve beden bütünlüğü de korunmaktadır. Maddede düzenlenen görevini yaptırmamak için direnme suçu seçimlik hareketli bir suç olup kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir ve/veya tehdit kullanılması ile suç oluşmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, öncelikle engellenmek istenen işin o kamu görevlisinin görevine giriyor olması zorunludur.
Zira madde, kamu görevlisinin yerine getirdiği herhangi bir … için değil, görevine giren bir … için koruma sağlamaktadır. Cebir kamu görevlisine karşı fiziki güç kullanılmasıdır. Cebrin sınırı, kasten yaralama suçunun temel şekli veya daha az cezayı gerektiren hâli kapsamında değiştirilebilecek boyutta olmasıdır. Cebirle kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine sebebiyet verilirse, fail ayrıca bu suçtan da beşinci fıkra uyarınca cezalandırılacaktır. Cebir veya tehdidin alenî olması şart değildir. Bu manada cebir ve tehdit, kamu görevlisinin görevini yerine getirmesini engellemeye elverişli, doğrudan kamu görevlisine yönelik ve ortadan kaldırılmadığı sürece göreve devam edilmesine engel olan güç kullanılmasını ifade eder.
Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır.
Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır.
Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir.
Sanık …’in, suç tarihinde yanında bulunan ve temyiz incelemesi dışında olan … ile birlikte … … Beldesinde faaliyet gösteren Huzur …. Oteline giderek oda talep ettikleri, sanığın ve arkadaşının kimliklerini gösteremeyince otel görevlilerinin kendilerine oda veremeyeceklerini söylemeleri üzerine, sinirlenerek otel işletmecileri olan şikayetçi … ve …’e sinkaflı kelimelerle hakaret edip şikayetçileri
ittirdikleri, sonrasında da bağırıp çağırarak otel müşterilerine rahatsızlık verdikleri, bunun üzerine otel işletmecilerinin … … Jandarma Komutanlığına durumu bildirdikleri, sanığın ve arkadaşının olay yerine gelen ve kendilerine engel olmaya çalışan Jandarma görevlisi olan şikayetçilere sinkaflı küfürler ettikleri, bunun üzerine kendilerini Jandarma Karakoluna götürerek göz altına almak isteyen görevlilere direnerek götürmelerini engellemeye çalıştıkları, sanık …’in şikayetçi …. ve diğer görevli Jandarma personeline karşı “sizleri tabanca ve silahla öldüreceğim” dediği, yine şikayetçi …’e hitaben “siz kiminle uğraşıyorsunuz, yarın görüşürüz, sizin halinizi yarın göreceğiz, illa PKK’lı olmak lazım, karakola roket mi atmak lazım, Jandarmaya ateş mi açmak lazım, siz burada yatıyorsunuz, yarın İç işlerinden arandığınızda bizim kim olduğumuzu görürsünüz” gibi sözler söylediği, sanık ve arkadaşının zor kullanılarak … Jandarma Karakol Komutanlığına ait araca bindirildikleri ve rapor için hastaneye götürüldükleri sırada, sanık …’in aracın brandasının ön kısmına yumruk darbeleriyle vurmak suretiyle araca zarar verdiği şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın eylemlerinin kasten yaralama, hakaret, görevi yaptırmamak için direnme, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret ve kamu malına zarar verme suçlarını oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın tekerrüre esas daha ağır cezayı içeren başkaca mahkumiyeti bulunmasına karşın, daha hafif cezayı içeren mahkumiyetinin tekerrüre esas alınması ve sanığın, görevlerini ifa eden birden fazla jandarma görevlisine karşı, temyiz incelemesi dışında olan … ile birlikte direnmesine rağmen, görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen cezadan TCK’nın 43/2 ve aynı yasanın 265/3.maddeleri gereğince artırım yapılmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 24.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.