Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/17805 E. 2015/31023 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17805
KARAR NO : 2015/31023
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/86845

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/09/2011
NUMARASI : 2010/477 (E) ve 2011/280 (K)
SANIKLAR : M.. K.., Z.. K.., H.. A..

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir.
Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak ya da bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun Kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Sanık …..’ın işyerinde gerçek ve fiili olarak çalışmayan sanıklar ……. ve ………’nın müşterek oğlu 10 yaşındaki …………..’i sosyal güvenlik yasasının getirdiği imkânlardan yararlanabilmesi için fiili çalışması olmadığı halde gerçeğe aykırı olarak işe giriş bildirgesi düzenleyip 6 gün sigortalı olarak gösterildiğinin iddia edildiği olayda;
SGK tarafından durumun tespit edilmesi üzerine sigortalı olarak gösterilen çalışmaların katılan kurum tarafından iptal edildiği, söz konusu dönem içerisinde herhangi bir sağlık gideri bulunmadığı, erken emekliliğine olanak sağlamak amacıyla sigortalı olarak gösterilmelerinde kurumun maddi bir zararının bulunmaması, muhtemel bir zararının olup olmayacağının belirlenmesinin ise mümkün olmaması, durumun basit bir denetimle ortaya çıkacağı, sanık savunmaları ve ……….’in sanık ……….’ın marketinde çalıştığına dair sanıkların savunmaları ve onları doğrulayan tanık beyanları karşısında, sanıkların dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesine dayanan beraat kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 09/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.