Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/17787 E. 2015/31224 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17787
KARAR NO : 2015/31224
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/82999
MAHKEMESİ : Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/09/2011
NUMARASI : 2011/83 (E) ve 2011/360 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de,birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.
Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.
Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için,dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
Somut olayda; Kuveyt-Türk Katılım Bankası A.Ş., Konya şubesi nezdinde hesabı bulunan ve Konya’da faaliyet gösteren Form Kollektif… ünvanlı şirketin (ortak ve yetkilileri H.Recep ve Mehmet adlı mağdurlar olan) teslim alınmış çek karnelerine dahil, suça konu; 05.02.2009 (Konya) keşide tarihli, 28.500 TL bedelli 1330207 seri no’lu, nama yazılı (Çınar… Ltd.’ye) birinci cirantası Çınar… Ltd. Ünvanlı şirket (yetkili müdürü sanık) olan ve 05.02.2009 tarihli “rıza hilafı elden çıkma nedeniyle ödemeden men talimatı” bulunan çek yaprağı ile 20.05.2009 (Konya) keşide tarihli, 38.915 TL bedelli, 1339284 seri no’lu, nama yazılı (Çınar… Ltd.’ye) çek yaprağını, bir şekilde boş olarak ele geçirdiği ileri sürülen sanığın, çek yapraklarını sahte olarak düzenleyip/düzenletip, tedavüle koyarak haksız yarar sağlaması eylemlerinin “Nitelikli dolandırıcılık” ve “Resmi belgede sahtecilik (iki kez)” suçlarını oluşturduğu iddia edilen somut olayda;
Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenebilmesi amacına yönelik olarak; çek yapraklarının sanık tarafından kredi sözleşmesinin teminatı olarak katılan bankaya (A.. B.. A.Ş./Bursa şubesi) verildiği dosya kapsamı itibariyle ileri sürülmekle; sanık (veya Çınar… Ltd) ile katılan banka arasındaki “kredi sözleşmesinin varsa ek sözleşmelerinin” ve eklerinin onaylı örneklerinin getirtilmesi, çeklerin hangi tarihte banka kayıtlarına girdiğinin ve bu çeklerin bankaca alınmasıyla “kredi kullandırımı” (veya kredi açılması) olup olmadığının ilgili bankadan sorulup öğrenilmesi, çek yapraklarının dahil olduğu çek karnelerinin hesabın bulunduğu banka şubesinden hangi tarihte, kime teslim edildiğinin (ve belgesinin) istenmesi, Bursa 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2009/1344 E, 2010/1325 K, sayılı dosyasına konu Bursa 5. İcra Dairesinin 2009/17617 E, 2009/17618 E, 2009/13362 E, sayılı icra dosyalarının getirtilip incelenmesi, ayrıntılı özetlerinin tutanağa geçirilmesi, bu davayı ilgilendiren bilgi-belgelerin onaylı fotokopilerinin alınması, 20.05.2009 keşide tarihli 1339284 seri no’lu çek yaprağı içinde “ödemeden men talimatı” olup olmadığı hususundaki kuşkunun giderilmesi, aşamalardaki savunma anlatımları dikkate alınarak; Form Kollektif şirketi muhasebecisinin (suç tarihinde görev yapan) kimliğinin belirlenip, iddia ve savunmalar doğrultusunda tanık sıfatıyla beyanının tespit olunması yanında karşılaştırmaya esas olabilecek yazı-rakam ve imza örneklerinin temin edilip gerektiğinde suça konu çek yaprakları önve arka yüzlerinde yer alan yazı-rakam ve imzaların ona ait olup olmadığı hususunda uzman bilirkişiden rapor alınması toplanan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun ve suç vasıflarının tayin ve takdiri gerekirken eksik soruşturma-kovuşturmayla yazılı şekilde kararlar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan banka vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. Maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. Maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.