Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/17448 E. 2014/8228 K. 28.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17448
KARAR NO : 2014/8228
KARAR TARİHİ : 28.04.2014

Tebliğname No : 9 – 2011/359080
MAHKEMESİ : Küçükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/06/2011
NUMARASI : 2011/306 (E) ve 2011/580 (K)
SUÇ : Mala zarar verme, hakaret, yaralama

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır.
Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır.
Hakaret huzurda işlenebileceği gibi, gıyapta da işlenebilir. Gıyapta hakaretin cezalandırılabilmesi için, mağdurun yokluğunda en az ikiden fazla kişilerle ihtilat edilerek yani en az üç kişinin hakaret sözünü öğrenmiş olması kaydıyla hakaretin yapılması şarttır. Mağdur bu sayıya dahil değildir. Mağdurun hazır olması halinde gıyapta hakaret den bahsedilemez. Kendileriyle ihtilat edilen kişilerin bir arada bulunmaları ve hakaret sözünü aynı anda öğrenmelerine gerek yoktur. İhtilat aktarma suretiyle gerçekleşmişse hakaret sözlerinin aynı yada benzer olması aranmalıdır. Fail sözlerini ikiden fazla kişiye söylemekte yada daha çok kişinin duyabileceği bir yerde konuşmakta ve sözleri başkaları tarafından duyulabilmekte, failde bu durumun bilincinde ise ihtilat oluşmuştur.
Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir.
Katılan sanık Sebahattin’in gümüşçülük ve saat tamiri işinde uğraştığı ve katılan sanık İbrahim’in saatini tamir ettirmek üzere gelip bıraktığı, bir kaç gün sonra tamir parası nedeni ile tartıştıkları ve bu tartışma sırasında katılan sanık İbrahim’in katılan sanık Sebahattin’e hitaben “Ben parayı yolda mı buldum, 4 TL saat tamiri parası istiyorsun yenisi 5 TL, ananın a…..koyarım, şerefsiz adi köpek” diyerek hakaret ettiği ve elindeki şemsiye ile dükkanın vitrin camlarına vurarak kırıp zarar verdiği, katılan sanık Sebahattin’in de yumruk vurmak suretiyle katılan sanık İbrahim’i basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte yaraladığı, iddia edilen olayda; mala zarar verme, hakaret ve yaralama suçlarının oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Katılan sanık İbrahim hakkında hakaret suçundan kurulan hükümde TCK’nın 125 maddesi uyarınca hapis cezasının alt sınırının 3 ay olmasına karşın, temel cezanın 2 ay olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
2-Hakaret eyleminin gerçekleştiği yer olarak kabul edilen işyerinin, aleniyet unsuruna haiz olup olmadığının kararda tartışılmaması,
3-TCK’nın 53/4. maddesi gereğince kısa süreli hapis cezasının ertelenmesi halinde TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
4-5271 sayılı CMK’nın 216/3. maddesine aykırı olarak 29/06/2011 tarihli son oturumda hazır bulunan katılan sanık İ.. S..’a son sözü sorulmadan hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
5- 5237 Sayılı TCK’nın 29. maddesi kapsamında, katılan sanık Sebahattin hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28/04/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.