Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/1731 E. 2014/16809 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1731
KARAR NO : 2014/16809
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/51816
MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/10/2010
NUMARASI : 2010/162 (E) ve 2010/304 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Müştekiye ait oto kiralama dükkanına giden sanığın, kendisini L. K. olarak tanıttığı ve bu kişi adına düzenlenmiş, üzerinde kendi fotoğrafı bulunan sahte sürücü belgesini ibraz etmek suretiyle araç kiralayıp bir daha da geri getirmediği gibi, başkasına satmak suretiyle dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia edilen olayda; Emniyet Müdürlüğü’nün maddi varlığı olan sahte sürücü belgesi kullanılarak gerçekleştirilen eylemin, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin ve bu suçla bağlantılı olan özel belgede sahtecilik suçuna ilişkin delilleri takdir ve değerlendirmenin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 21.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.