Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/17225 E. 2015/32355 K. 17.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17225
KARAR NO : 2015/32355
KARAR TARİHİ : 17.12.2015

Tebliğname No : 15 – 2011/404187

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : İstanbul 20. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/05/2011
NUMARASI : 2009/477, 2011/176
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Şikayetçinin, Kırıkkale’de bulunan A…….r adlı bir şahıs aracılığıyla tanıştığını söylediği, hakkında vefat nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen İhsan isimli kişi ile birlikte hareket eden sanığın, yurt dışına işçi olarak gönderme vaadinde bulunup, “gemi adamı cüzdanı” çıkartmak suretiyle katılanı kandırıp, haksız yarar sağlaması eyleminin “dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu iddia edilen somut olayda;
Hakkında “yakalama” kararı verilen sanığın, daha önceden belirlenen duruşma haricinde, sorgusunun 28.12.2010 tarihinde, müdafiinin de katılımı ile yapılmasını ve “şikayetçi ve tanık ile yüzleştirilmesi” arar kararı da alınmasını müteakip, duruşmanın 30.06.2011 tarihine bırakılmasına rağmen, alınan ara kararından vazgeçilmeden duruşmanın 30.06.2011 günü yerine 03.05.2011 tarihinde sanık ve müdafinin yokluğunda icra olunup, hüküm tesis edilerek 5271 sayılı CMK’nın 193 ilâ 196.maddelerine muhalefet edilerek savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17/12/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.