Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/17183 E. 2015/31091 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17183
KARAR NO : 2015/31091
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

Tebliğname No : 15 – 2011/400961

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/09/2011
NUMARASI : 2010/99 (E) ve 2011/503 (K)
SANIKLAR : A.. Ü.., C.. O..
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanıkların fikir birliği içerisinde müştekiyi telefonla arayıp ilk aradıklarında kendisini İmam Hatip Müdürü, ikinci aramalarında ise …. Belediye Başkanı olarak tanıtıp, bir vatandaşın çocuğu için ilik nakli amacıyla yardım istedikleri müştekinin ilk seferinde yanına gelmelerini söylediği ancak gelmedikleri, sanıkların söylediklerinin inandırıcı olmadığını, ikinci aramada ise arayan kişinin kendisini … Belediye Başkanı olarak tanıttığını, parayı elden almalarının yasaya aykırı olduğunu, banka hesabına yatırması gerektiğini söylediklerini bu konuşmanın kendisine inandırıcı geldiğini ve 1000 TL parayı bildirilen hesap numarasına yatırdığı, sanıklardan C.. O..’a ait hesap numarasının kullanılıp paranın istendiği, sanıkların bu şekilde üzerlerine atılı suçu işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Sanık A.. Ü.. hakkında verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde,
Sanık ve müşteki beyanları ile tüm dosya kapsamına göre atılı suçun sanık tarafından işlendiği anlaşılmakla hakkında verilen mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiş, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-Sanık C.. O.. hakkında verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde,
Sanık ….’un hükümden sonra 16/02/2013 tarihinde öldüğünün UYAP’tan temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında, hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1 maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilip verilmeyeceğinin mahkemesince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.