YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17169
KARAR NO : 2015/31079
KARAR TARİHİ : 10.11.2015
Tebliğname No : 15 – 2011/403014
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Akhisar 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/05/2011
NUMARASI : 2009/634 (E) ve 2011/164 (K)
SANIK : H.. U..
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Galericilik yapan sanığın, katılana ……..plakalı aracı 7.000 TL bedel karşılığında sattığı, ancak sonradan söz konusu araçta bulunması yasal zorunluluk olan ve aksi takdirde trafikten men edilmeyi gerektiren motor numarasının araç motoru üzerinde bulunmadığının anlaşıldığı, böylelikle sanığın katılana trafiğe çıkartılması olanaklı olmayan bir araç sattığı, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, katılanın ve tanıkların beyanlarına göre, satın almadan önce katılanın aracı tamirciye götürüp gösterdiği ve o şekilde aracı satın aldığı dolayısıyla sanığın, katılanın inceleme olanağını ortadan kaldırmadığı, taraflar arasındaki sorunun bu haliyle ayıplı mal satışından kaynaklanan ve hukuk mahkemelerinde çözülebilecek türden hukuki uyuşmazlık niteliğinde olduğu ve somut olayda dolandırıcılık suçunun unsurlarının gerçekleşmediği gözetilmeksizin yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de,
a-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
b-5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde adli para cezasına mahkumiyetten sonra hüküm kurulması,
c- Sanık hakkında tayin olunan 125 gün adlî para cezasının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sırasında hesap hatası sonucu “2500 TL” yerine “3000 TL” adli para cezasına hükmolunmak suretiyle fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının ve sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.