Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/17089 E. 2015/31037 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17089
KARAR NO : 2015/31037
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/54622

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/12/2011
NUMARASI : 2011/40 (E) ve 2011/224 (K)
SANIK : K.. D..
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın cezalandırılmasını isteyen müştekinin, davaya katılması hususunda bir karar verilmemiş ise de; suçtan zarar gören müştekinin 5271 sayılı CMK’nın 237/2. maddesine göre, davaya katılan olarak kabulü ile, sanık hakkında kurulan hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.
Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.
Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tabi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca bir çok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
Katılanın …. Sanayi Şirketi’nin sahibi olduğu, ……’da …… Petrol isimli işyeri sahibi …… ile 9.850 TL karşılığında 25 ton yem satışı için anlaşma yaptığı, 25 ton (500 torba) yemin katılanın şoförü S.. Ö.. ile …..’a ……..’nun işyerine gönderdiği, ……’un yemi sanık K.. D..’e sattığını söyleyerek yemin sanığa ait ahıra boşaltılmasını istediği, yemin sanığın köyde bulunan ahırına indirilmesini müteakip, …..adına düzenlenmiş, 10/07/2007 keşide tarihli 12.000 TL bedelli Finansbank ….. şubesine ait sahte çeki katılanın şoförüne verdikleri, katılan tarafından yapılan incelemede çekin çalıntı olduğunun anlaşıldığı, sanığın bu şekilde nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda;
Katılan A.. Ü.. ile alışveriş işine girdiği iddia edilen ve olayın doğrudan faili olarak görülen hakkında ne işlem yapıldığı, bu eylemle ilgili dava açılıp açılmadığı, dava açılmamış ise oluş da değerlendirilerek hakkında kamu davasının açılmasının sağlanması ve her iki sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi, keza sanık tüm savunmalarında katılanı tanımadığını, yemleri ….. isimli kişiden aldığını ifade etmesi karşısında, …………’la ilgili alışverişi kanıtlayan elinde belge bulunup bulunmadığı ve alışverişin ne şekilde gerçekleştiği denetime imkan verecek şekilde açıklattırılarak sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde sanığın beraatine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA 09/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.