Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/17061 E. 2015/30997 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17061
KARAR NO : 2015/30997
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/66080

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/09/2011
NUMARASI : 2010/106 (E) ve 2011/181 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Dolandırıcılık suçunun dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi, bu suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren bir durum olarak TCK’nın 158/1-a maddesinde düzenlenmiştir. Madde gerekçesine göre, burada dikkat edilmesi gereken husus, dinin bir aldatma aracı olarak kullanılmasıdır.
Din, bir topluluğun sahip olduğu kutsal kitap, peygamber ve Allah kavramını da genellikle içinde bulunduran inanç sistemi ve bu sisteme bağlı olarak yerine getirmeye çalıştığı ahlaki kurallar bütünüdür. Dini inanç, dine inanan, belirli bir dine mensup kişinin duygularıdır. Bir insanın dini inanç ve duyguları ile doğup büyüdüğü, terbiyesini aldığı ailesi, çevresi ve içinde bulunduğu toplum arasında çok sıkı bir ilişki bulunmaktadır.
Bu nitelikli unsurun gerçekleşebilmesi ve suçun oluşabilmesi için, dini kurallara bağlı olanların, önem verdiği değerler, dini inanç ve duygular aldatma aracı olarak kötüye kullanılmalı, bu suretle gerçekleştirilen hile ile haksız bir yarar da sağlanmış olmalıdır.
Sanıklardan R.. H..’in, dernek adına yardım toplama izninin ….. Valiliği’nin 17.04.2009 tarih ve 2444 sayılı kararı ile iptal edilmiş olmasına rağmen izin verilen dönemde kendisinde bulunan yetki belgesi aslından çektirdiği 2 adet renkli fotokopiyle ….. Köyü Cami Yaptırma ve Yaşatma derneği adına sahte olarak bastırılan ve Karapürçek noterliğince tasdik edildiği belirlenen sahte 1 ve 5 TL’lik bağış makbuzları ile diğer sanık Hüseyin ile birlikte yardım topladıklarının iddia edildiği olayda;
1-Sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde, TCK’nın 158/1-a ve 43 maddeleriyle belirlenen 2’şer yıl 6’şar ay hapis cezasından aynı kanunun 62. maddesi ile 1/6 oranında indirim yapılması sonucunda 2’şer yıl 1‘er ay yerine 1’er yıl 13’er ay hapis cezasına hükmolunması ile sanıkların eylemlerinin aynı zamanda TCK’nın 158/1-d maddesinde yer alan dernek tüzel kişilerinin aracı kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu da oluşturması nedeniyle alt sınırdan uzaklaşılması suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelemesinde;
a)Dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporunda, makbuzların aldatma kabiliyetlerine haiz olup olmadıkları konusunda bir görüş belirtilmemesi ve belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneği bulunup bulunmadığının takdir ve tayini hâkime ait olması nedeniyle suça konu makbuz asılları celp edilerek belge üzerinde gözlemde bulunulup ve aldatma yeteneğinin ne şekilde oluştuğu karar yerinde açıklanıp tartışılmadan, belge asılları denetime olanak verecek şekilde dosya içinde bulundurulmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule ve uygulamaya göre de;
b)Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümde, TCK’nın 204/1 ve 43 maddeleriyle belirlenen 2’şer yıl 6’şar ay hapis cezasından, aynı kanunun 62. maddesi ile 1/6 oranında indirim yapılması sonucunda 2’şer yıl 1‘er ay yerine 1’er yıl 13’er ay hapis cezasına hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.