YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17025
KARAR NO : 2015/31025
KARAR TARİHİ : 09.11.2015
Tebliğname No : 15 – 2011/381970
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Babaeski Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/05/2011
NUMARASI : 2009/120 (E) ve 2011/231 (K)
SANIKLAR : C.. S.., Ö.. K..
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanık ……’in, …… ilçesinde oturan katılanın evine yanında diğer sanık …………. ile birlikte geldiği, katılana eşi …….. ile araç satımı için görüştüklerini söylediği, ayrıca katılanın yanında tanık ………’u cep telefonundan aradığı, tanık …….’un ile aracı 6.500,00 TL’ye satın alma hususunda anlaştıkları, ancak sanık …………in telefon görüşmesinin içeriğini değiştirerek, katılana eşiyle aracın pazarlığını yaptıklarını, fiyat konusunda anlaştıklarını, kendisine kapora vereceğini, vereceği 1000 euronun 1.650 TL yaptığını, katılanın kendisine 350,00 TL vermesi gerektiğini söylediği ve katılana Euro yerine 1000 peru parası verdiği, katılanın da yanında 250,00 TL parası olduğunu söylemesi üzerine sanığın 250,00 TL parayı alarak olay yerinden ayrıldığı, daha sonra katılanın, euro diyerek verilen paranın tedavülde bulunmayan peru parası olduğunu öğrendiği ve bu şekilde aldatıldığını anladığı olayda;
A- Sanık Ö.. K.. hakkında verilen hükme yönelik incelemede;
Katılanın sanık ……’i teşhis edemediği ve diğer sanığın yanında bulunan bayanın başka bir bayan olduğunu ifade ettiği anlaşıldığından sanık ………’in cezalandırılmasına yeterli her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
B-Sanık C.. S.. hakkında verilen hükme yönelik incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi,
2- TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu aykırılık aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “18 gün”, “15 gün” ve ” 300 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün”, “4 gün” ve ” 80 TL” adli para cezası ibarelerinin eklenmesi ve hüküm fıkrasında yer alan; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.