YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17011
KARAR NO : 2015/31047
KARAR TARİHİ : 09.11.2015
Tebliğname No : 15 – 2011/387554
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Manavgat 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/07/2011
NUMARASI : 2010/558 (E) ve 2011/461 (K)
SANIK : N.. B..
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılanın eşinin vefat ettiği, bu nedenle tekrar evlenmek istediği, daha önce tanıştığı ve görüştükleri soy ismini bilmediği Antalya ilinde ikamet eden ……….. isimli bir bayanın aracılığı ile sanık ile tanıştığı, konuşup evlenmeye karar verdikleri, katılanın sanığa 04/05/2010 tarihinde kuyumcudan bir adet 22 ayar 22 gram altın bilezik ve nişan yüzüğü aldığı, sanığın bileziği deneme amaçlı koluna taktığı sonra geri bilezik kutusuna koyduğu resmi işlemlerin bitmediği için sanığın Antalya iline döndüğü, bilezik ve yüzüğün katılanda kaldığı, ertesi gün sanığın ……..’a gelmediği ve evlenmekten vazgeçtiği, katılanın almış olduğu bileziği kuyumcuya bozdurmaya gittiğinde bileziğin sahte olduğunu anlaşıldığı, sanığın bileziği deneme amaçlı koluna taktığında el çabukluğu ile sahte bilezik ile değiştirdiğinin iddia edildiği olayda;
Sanığın bileziğe dokunmadığını, katılan ve kuyumcunun birlikte koluna takıp denediklerini ve kutuya koyduğunu savunması, katılanın …. isimli arkadaşının kendisini tanıştırdığını, sanığın kuyumcuda bileziği denediğini ve kutuya koyduğunu, ayrıldıktan sonra telefonla görüştüklerini ve evlenmekten vazgeçtiğini öğrendiğini, bileziği kuyumcuya götürdüğünde sahte olduğunun anlaşıldığını beyan etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, adı geçen …… isimli şahsın tespit edilerek olayla ilgili beyanının alınması, kuyumcu olan tanık ……’in deneme sırasında sanığın bileziği alıp almadığı, deneme amaçlı sanığın koluna bileziği kimin taktığı ve kutuya kimin koyduğu hususlarının sorularak, sanığın kuyumcuda bileziği deneme amaçlı aldığı sırada değiştirip değiştiremeyeceği hususları açıklığı kavuşturularak sonucuna sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
TCK’nın 53.maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.