Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/16453 E. 2015/30717 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/16453
KARAR NO : 2015/30717
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

Tebliğname No : 15 – 2011/408959

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/10/2011
NUMARASI : 2011/183 (E) ve 2011/287 (K)
SANIK : S.. B..
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen,Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hal kabul edilmiştir.Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı,o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir.Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir.
Zarar vermek,kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir.Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır.Dolandırıcılık suçunun Kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Somut olayda; hamile olan sanığın rahatsızlığı nedeniyle hastaneye gitmek ihtiyacı içinde bulunduğu ancak kendisinin ve eşinin sosyal güvencesi olmadığından, ……. isimli yakınının TC kimlik numarasını alarak Özel …….. Hastanesi’ne gidip muayene olduğu, daha sonra bu durumun, gebe olmayan ……….nın bilgi sistemine gebe olarak düşmesi sonucunda tespit edilmesi üzerine durumun SGK Sigorta Genel Müdürlüğü’ne bildirilmesi üzerine fark edilmiş olduğu, hastane tarafından, muayene olmak isteyen kişilerin kimlik kontrolü yapılmadan sağlık hizmetinin sunulduğu, müracaat eden hastalardan kontrol için nüfus cüzdanı istenmediği gibi herhangi bir sağlık karnesi ibraz edilmiş olması halinde ise muayene olmak isteyen kişinin, ibraz edilen sağlık karnesinde fotoğrafı bulunan sigortalı şahıs olup olmadığı hususunda herhangi bir denetim ve kontrolün yapılmadığı, sanığın muayenesi sonucu kuruma fatura edilen 36.16 TL’nin sanık tarafından yargılama sırasında kurumun hesabına yatırıldığı, gerekli denetimin yapılmadığından mağdurun iradesinin sakatlandığı, aldatılmış olduğunun söylenemeyeceği, sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunun yasal unsurları oluşmadığı anlaşılmakla beraatına dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, Cumhuriyet savcısının ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 03.11.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.