Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/16437 E. 2015/30913 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/16437
KARAR NO : 2015/30913
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/3651

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Beykoz 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/06/2011
NUMARASI : 2010/372 (E) ve 2011/373 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık müdafiinin, 21.06.2011 tarihli karara karşı 23.11.2011 tarihinde eski hale getirme talebinde ve temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmakla, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK’un 311. maddesi hükmüne göre eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde bu talebi inceleme merciinin Yargıtay’ın ilgili dairesi olması karşısında, …… Asliye Ceza Mahkemesi’nin eski hale getirme talebinin kabulüne ilişkin verdiği 24.11.2011 tarihli ek kararın hukuki değerden yoksun bulunduğu kabul edilip bu karar kaldırılmak suretiyle yapılan incelemede,
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığa ait olduğu tespit edilen 0 53………… numaralı hattan şikayetçinin arandığı, bayram nedeni ile ….. isimli firmadan 10.000,00 TL para kazandığının, ancak bu parayı alabilmesi için herhangi bir İş Bankası şubesinden hesap açılabilmesi amacıyla 15 adet 250 kontör göndermesi gerektiğinin söylendiği, telefondaki kişinin güven telkin etmek amacıyla görüşmelerinin A…… Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dinlendiğini, yasal bir iş yaptıklarını söylediği, bunun üzerine şikayetçinin 15 adet 250 kontörün şifresini telefondaki kişiye bildirdiği somut olayda; maddi gerçeğin hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkartılabilmesi için, sanığın savunmasında bahsettiği gibi işyerinden yapılan hırsızlık sonucunda SİM kartının çalınıp çalınmadığı yönünde kolluk görevlilerine herhangi bir başvurusunun bulunup bulunmadığının araştırılması, suçta kullanılan ve sanığa ait olduğu tespit edilen hatta ilişkin suç tarihindeki iletişimin tespiti kayıtları getirtilerek, bu hat ile konuşulan kişiler belirlenip, fiilen suça konu hattı kimin kullandığı tespit edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 100 tam gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.