Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/16425 E. 2015/30663 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/16425
KARAR NO : 2015/30663
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

Tebliğname No : 15 – 2011/402382

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Turgutlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/09/2011
NUMARASI : 2010/288 (E) ve 2011/498 (K)
SANIK : A.. B..
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılanın, …… isimli tüp satış bayisi olduğu, sanık A’..in, katılanın işyerine geldiği, kendisini K. B. olarak tanıttığı ve tüp satın almak istediğini söylediği, liste aldığı, daha sonra suç tarihinde, tekrar iş yerine gelerek tüp alımı konusunda katılanla pazarlık yaptığı, bunun sonucunda 40 adet dolu, 40 adet de boş piknik tüpü, 30 adet dolu, 30 adet de boş mutfak tüpü ve 10 adet de 19 lt’lik Güneş marka su alımı konusunda anlaştıkları, şahsın söz konusu tüpleri kiraladığı iş yerine götüreceğini ve ücreti de kredi kartıyla ödeyeceğini söylemesi üzerine katılanın, oğlu olan tanık Ö.. A.. ve çalışanı olan tanık E.. Y.. ile birlikte söz konusu tüpleri ve suları araca yükleyerek şahısla birlikte gönderdiği, tanıkların siparişleri sanığın işyerine bıraktıkları, sanığın abisinin kredi kartını getireceğini söylemesi üzerine bir kahvehaneye gittikleri, şahsın abisine bakmak bahanesiyle kahveden ayrıldığı ancak sonrasında geri gelmediği, bunun üzerine tanıkların söz konusu iş yerine gittiklerinde iş yerinin boş olduğunu tespit ettikleri, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık, tanık ve katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre sanığın atılı suçu işlediği anlaşılmakla aşağıda belirtilen nedenler dışında verilen mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;
a-5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
b-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı yasanın 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından, 5237 sayılı Kanunun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, “5237 sayılı TCK’nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” denilmek suretiyle ve hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla ”120 gün”, ”100 gün” ve ”2.000 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla ”5 gün”, ”4 gün”, ”80 TL” adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.