YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1638
KARAR NO : 2014/16996
KARAR TARİHİ : 22.10.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/22324
MAHKEMESİ : İstanbul 20. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/03/2010
NUMARASI : 2008/579 (E) ve 2010/108 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması,rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
1-Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nın 34/1, 230 maddeleri ile 1412 sayılı CMUK’nın 308/7. maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde , mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, ulaşılan kanaat ve delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden gerekçesiz karar verilmesi,
2-Sanıkların finansal kiralama sözleşmesi yoluyla katılan şirketten 1 adet hidrolik kaya kırıcı, 1 adet kanal kazıcı ve yükleyici kiralayarak teslim aldıkları ancak, finansal kiralama sözleşmesine aykırı davranmaları üzerine, katılan tarafından noter kanalıyla kiralanan makinanın teslimi için sanıklara usulüne uygun ihtar davetiyesi yapılmasına rağmen sanıkların, bu ihtara uymayarak atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işledikleri
iddia edilen somut olayda; sanık E.. Ş..’in, “finansal kiralama yolu ile katılandan aldıkları araçların borçlarına karşılık haczedildiğini”, sanık M.. B..’ın ise “katılan şirket tarafından kiralanan araçların iadesinin istendiği tarihlerde şirketteki hisselerini U. A. isimli şahsa devrederek şirketten ayrıldığını” beyan etmeleri karşısında savunmalarının doğruluğu araştırılıp sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayini gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.