Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/16311 E. 2015/30749 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/16311
KARAR NO : 2015/30749
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2009/284348

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ: Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/05/2009
NUMARASI : 2009/107 (E) ve 2009/158 (K)
SANIKLAR : A.. B.., M.. D..
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.
Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.
Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
Sanık A.. B..’in, hesap sahibi katılan Ö.. A.. tarafından tanzim edilmiş gibi görünen 11.600 TL bedelli 21.04.2009 keşide tarihli kopya şeklinde oluşturulmuş sahte çeki İskenderunda tanımadığı bir şahıstan 900 TL ödeyerek sadece keşide edilmiş ve boş bir şekilde aldığı ve rakam ve yazıları kendisi düzenleyerek diğer sanık M. D ‘ye çeki kırdırması için verdiği, sanık M. D i’nin de sanık A…yi mahalleden tanıması nedeniyle yardımcı olmak için H.G. isimli tanıdığı bir şahıs ile görüştüğü ve H … ile birlikte diğer katılan M.. D..’in işyerine gittikleri, (bu sırada sanık A… nin de dışarıda beklediği) ve çeki kırdırmak istediklerini söyledikleri, katılan Musa’nın keşideci görünen diğer katılan Ömer’i tanıması nedeniyle kendisini telefonla aradığı ve bilgi verdiği, katılan Ömer’in daha önce bahsi geçen çeki kullanmış olduğunu ve sanığın getirdiği çekin sahte olduğunu bildirmesi üzerine katılan Musa’nın sanık M… ‘ı kolluğa yakalatması maksadıyla kabul etmiş gibi davrandığı ve sonra gelmesini söylediği sanık M…’ın katılan ile görüşmeye geldiğinde yakalandığı somut olayda;
1-Sahtecilik suçunun unsurlarından olan iğfal kabiliyeti (aldatma yeteneği) belgeden objektif olarak anlaşılmalı yapılan sahtecilik çok sayıda kişiyi aldatacak nitelikte olmalıdır. Belgede sahtecilik suçlarının öncelikle bilirkişisi hakim olup, aldatma yeteneğinin belirlenmesi de maddi unsura göre hakimin yetkisinde bulunduğundan; suça konu ve sahte olarak düzenlendiği iddia olunan belgenin mahkemece gözlemlenip aldatma yeteneğini taşıyıp taşımadığının tutanaklara yansıtılması, gereğinin gözetilmemesi;
2-Sanık Murat’ın savunmasında kendisinden yardım istediğini ve birlikte katılan Musa’nın yanına gittiklerini belirtiği H G isimli şahsın açık adres ve kimlik bilgilerinin tespit edilerek tanık sıfatıyla duruşmaya davetle bilgi ve görgüsünün sorulması suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi yerine yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan Ö.. A.. vekili ile sanık A.. B.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmünlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.