YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1619
KARAR NO : 2014/17003
KARAR TARİHİ : 22.10.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/54775
MAHKEMESİ : Sincan 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2010
NUMARASI : 2010/38 (E) ve 2010/374 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, yüzde elli kar ortağı olarak çalıştığı müşteki Ö. İ.’a ait iş yerinde Karayolları Taşıma Yönetmeliği gereğince diğer şirketlere SRC belgesi verme yetkileri olduğu, sanığın bu yetkiye dayanarak çeşitli firma yetkilileri ile görüşüp sistemin kapalı olduğunu söyleyerek makbuz vermeksizin masraf ve belgeleri aldığı, bu yolla mağdur H.. G..’ten de 2.200 tl masraf aldığı ancak SRC belgesi ile ilgili başvuruyu yapmadığı, firmalaradan aldığı parayı müşteki Ö. İ.ın firmasına aktarmayarak kendi uhdesinde tuttuğu, ayrıca müşteki Ö. İ.
‘a ait firmadan 4.000 TL şirket parası ve müşteri evraklarını alıp mal edinmek suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-Sanığın suçu işlemediğine yönelik savunması karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması amacına yönelik olarak; soruşturma aşamasında sanğa masraf adı altında ödeme yaptıklarını beyan eden şahısların belirlenip tanık sıfatıyla ifadeleri alınarak tahsil edilen para miktarının belirlenmesi, şirkete ait defter ve belgeler temin edilerek tüm defter ve belgeler üzerinde, şirket hesabına aktarılmayan para bulunup bulunmadığı konusunda usulüne uygun bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Kabule göre de; hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
3-Mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının a, b ve d bentlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.