Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/15919 E. 2015/30620 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/15919
KARAR NO : 2015/30620
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/12486

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2011
NUMARASI : 2011/410 (E) ve 2011/1129 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Sanıklar hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz incelemesinde:
5271 sayılı CMK’nın 231.maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin karara karşı aynı Kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 sayılı CMK’nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuran sanıkların haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçelerinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin İADESİNE,
2-Sanık N.. Y.. hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz incelemesinde:
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Sanığın, H…….. İşhanı’nın yöneticisi olduğu, aidatlar ile birlikte toplamasına rağmen iş merkezine ait SSK primleri ile elektrik faturalarını ödemeyerek tahsil ettiği paraları mal edindiği ve işhanına ait tüm defter, fatura ve belgeleri de alarak ortadan kaybolduğunun iddia edildiği olayda; sanık savunması, tanık ve katılan beyanları, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre atılı suçun sanık tarafından işlendiği anlaşılmakla hakkında verilen mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
2-5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, aynı kanun maddesinin 1. bendinde gösterilen hak yoksunluğuna hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla “120 gün”, “100 gün” ve “2000 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün”, “4 gün”, “80 TL” adli para cezası ibaresinin eklenmesi ve hükümde yer alan 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkarılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.