Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/15883 E. 2015/30757 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/15883
KARAR NO : 2015/30757
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

Tebliğname No : 11 – 2012/54877

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/11/2011
NUMARASI : 2010/384 (E) ve 2011/482 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
5237 sayılı TCK’nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir.
Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanununun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır.
Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa, basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
Katılan N.. G..’ün, sanık B.. G..’ün amcası olduğu ve katılanın olay tarihlerinde bir başka suç nedeniyle cezaevinde bulunduğu, bunu bilen sanıkların katılanın kimlik bilgilerini kullanarak kredi başvurusunda bulunmaya karar verdikleri, sanıkların katılan kimlik bilgileri ile internet üzerinden katılan Akbank AŞ.’den kredi başvurusunda bulundukları, başvurunun onaylanması üzerine krediyi bankadan alabilmek amacıyla önce katılan adına nüfus cüzdanı talep belgesi düzenleyip, üzerine sanık R.’ın fotoğrafını yapıştırdıkları, belgeyi muhtarlıktan onaylattıktan sonra bunu kullanarak Tarsus Nüfus Müdürlüğünden katılanın kimlik bilgilerini içeren üzerinde sanık R.’ın resminin bulunduğu, nüfus cüzdanını aldıkları, bankaya sunulmak üzere katılan N.’in sahip olduğu gayrimenkul tapusunun üzerinde sanık R.’ın fotoğrafını yapıştırıp bu şekilde fotokopi ile çoğalttıkları, yine bankaya sunulmak üzere katılan N.’in bir başka vesileyle almış olduğu ikamet belgesi üzerinde sanık R.’ın fotoğrafını yapıştırdıktan sonra oluşturdukları bu belgeler ile Akbank Metropol şubesine gelerek katılanın kimlik bilgileriyle onaylanan 5.000 TL krediyi çektikleri olayda, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarının oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmümlerin ONANMASINA, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.