Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/15717 E. 2015/30831 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/15717
KARAR NO : 2015/30831
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

Tebliğname No : 15 – 2011/392417

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/06/2011
NUMARASI : 2007/91 (E) ve 2011/271 (K)
SANIKLAR : O.. Y.., O.. K.., K.. K.., A.. Ö.., H.. Ö.., A.. E.., B.. K..
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Cumhuriyet savcısının temyizinin sanıklar H.. Ö.., A.. Ö.. ve A.. E.. hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat kararına ilişkin olduğunun tespitiyle yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin,banka veya kredi kurumlarının,özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.
Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.
Bilişim sisteminden maksat,verileri toplayıp,yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü,yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle,klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için,dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
Sanıklardan H.. Ö..’ın daha önce iplik ve örme işlerinde çalışırken iflas ettiği, bu nedenle eski iş çevresinden bir çok firmayı ve yaptıkları işi bildiği, iflas ettikten sonra ortağı olan A.. E.. ve kardeşi A.. Ö.. ile birlikte 2005 yılında ……….. Tekstil Ltd. adında bir şirket kurduğu ve bu şirketin çorap örme, üretim ve pazarlama işlerini gördüğü, bu işletmede üretilecek çoraplara piyasadan daha önceden tanıdığı şahıslardan bol miktarda iplik aldığı, önceleri kısmi ödemeler yaparak ve fabrikanın yeri ile depolarını katılan şirketlere göstererek önemli bir güven sağladığı, bu kapsamda katılan ……… Ltd. AŞ. yetkililerinden büyük miktarda iplik aldığı, bu iplikleri depo ve atölye olarak gösterdiği yere gönderttiği, kardeşi olan sanık A.. Ö..’ın da kendi adına kiraladığı bu yerde gönderilen iplikleri firma yetkililerinden teslim aldığı, sanık H…..’ın karşılığında …… Tekstil Ltd. AŞ. yetkililerine sahte olarak düzenlenmiş 2 adet çek verdiği, yine aynı eylemin devamı kapsamında katılan ………… adlı firmaya …………’a ait ……. firmasına verilmiş gibi gösterilen sahte çeki verdiği, diğer katılan firmalara da kendi adına aldığı gerçek çekleri kestiği ve bu şekilde değişik firmalardan çok yüklü miktarda iplik alarak bu ipliklerin büyük kısmını alır almaz üretime dönüştürmeden ucuz fiyata başka şahıslara sattığı ve katılanlar henüz olaydan haberdar olmadan iş yerini kapatarak Adana’ya kaçtığı, yapılan ihbar ve takipler sonucu katılanların ulaştığı bilgilere göre sanıklar H…., A….. ve A…’nin satın aldıkları malları diğer sanıklar K.. K.. ve O.. K..’ın kurduğu ……… firması aracılığı ile kısmen sanık O.. Y..’a ait ……… Tekstil’e ve S……Y…’ya ait ….. Tekstil’e ucuz fiyattan sattığı ve bu şekilde katılanları ayrı ayrı dolandırdırdıkları iddia edilen somut olayda;
1- Sanıklar hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan verilen beraat kararına yönelik katılanlar vekilleri tarafından yapılan temyiz taleplerine ilişkin incelemede;
Sanıklara atılı suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan doğrudan doğruya zarar görmeyen katılan şirketlerin kamu davasına katılma haklarının bulunmadığı ve usulsüz verilmesinden dolayı hukuken geçersiz olan katılma kararının bu suçtan verilen beraat hükmünü temyiz etme yetkisi vermeyeceğinden; katılanlar vekillerinin temyiz istemlerinin, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 317.maddesi gereğince REDDİNE,
2- Sanıklar O.. K.., K.. K.., B.. K.. ve O.. Y.. haklarında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik olarak yapılan incelemede;
Her ne kadar sanıklar B.. K.. ve O.. Y.. haklarında atılı eylemlere doğrudan katıldıkları iddia edilmiş ise de bu şahısların diğer sanıkların eylemlerini bilerek suça katıldıkları yolunda savunmalarının aksine kanıt elde edilemediği, sanıklar K.. K.. ve O.. K..’ın işlettikleri ………. adlı firma üzerinden piyasadan çalınan malların satıldığı yolundaki iddianın da savunmanın aksine mahkumiyetlerine yeter kanıtlar ile ortaya konulamadığı gerekçesiyle verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle hükmün ONANMASINA,
3- Sanıklar H.. Ö.., A.. Ö.. ve A.. E.. haklarında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik olarak yapılan incelemede;
Sanık …… tarafından ciro edilerek katılan ….. AŞ’ye verilen 05.08.2005 tarihli ve 16.800 TL bedelli çek ile 25.07.2005 tarihli 17.300 TL bedelli çekler üzerindeki yazı ve imzaların sanıklara ait olup olmadıklarına dair; aynı zamanda ……. firmasına verilen 9.300 TL bedelli çekin sahte olup olmadığına, sahte ise iğfal kabiliyetinin olup olmadığına dair bilirkişi raporu alınması; sanık H…. tarafından keşide edilen yakalanamaması nedeni ile dava dosyası tefrik edilerek farklı bir esas numarası üzerinden yürüyen ………. Ltd Şti. yetkilisi S… Y… K… tarafından ciro edilerek katılan ….. Ltd. Şti.’ye verilen …….. Bankasına ait 10.07.2005 tarihli ve 18.000 TL bedelli, 30.05.2005 tarihli ve 13.000 TL bedelli 30.06.2005 tarihli ve 18.600 TL bedelli, 10.07.2005 tarihli ve 25.000 TL bedelli çeklerin sahte olup olmadıklarının ilgili bankadan da sorulması suretiyle araştırılması, ayrıca söz konusu bu çeklerin ibraz edildiği banka şubesine daha evvelden bu nevi çeklerin ibraz edilip edilmediğinin, edildi ise banka tarafından bir ödeme yapılıp yapılmadığının, ödeme yapılmadıysa nedeninin sorulması; S… Y…… K… hakkındaki dava dosyasının akibetinin sorulması ve temin edildiği takdirde konuya ilişkin bilgi ve görgüsünün sorulması, aynı şekilde sanık H…’ın savunmasında beraber çalıştığını ve müşteri çekleri getirdiklerini belirttiği M.. P.. ve A… K… hakkında mevcut olan ….. Cumhuriyet Başsavcılığının 2006/7543 soruşturma numarası üzerinden yürütülen daimi arama kararının akibetinin sorulması ve bu şahıslara ulaşıldığı takdirde konuya ilişkin beyanlarının alınması suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi yerine yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının ve katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmünlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.