Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/1567 E. 2014/16801 K. 20.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/1567
KARAR NO : 2014/16801
KARAR TARİHİ : 20.10.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/53890
MAHKEMESİ : İpsala Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/04/2010
NUMARASI : 2008/380 (E) ve 2010/135 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın yokluğunda verilen kararın Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca, sanığa tebliğ edilmiş ise de, Tebligat Tüzüğü’nün 28. maddesi uyarınca sanığın gösterilen adreste bulunmama sebebi araştırılıp tebligat parçasına bu husus şerh düşülmeden ve sanığın komşusunun imzası alınmadan yapılan tebligat geçersiz olduğundan, sanığın 19/10/2010 tarihli dilekçesinin öğrenme üzerine ve süresinde temyiz niteliğinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehin etmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkâr etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın kardeşi H. K.’ ya vasi olarak atandığı, sanığın vasilik görevinin suç tarihi itibariyle devam ettiği, vasinin talebi üzerine kısıtlıya ait olup İ. A. Şubesi’nde ki hesapta bulunan paradan 17/01/2008, 07/02/2008, 29/02/2008 tarihlerinde toplam 6.200,00 TL’ nin vasiye kısıtlının ihtiyaçlarında kullanılmak üzere ödenmesi talimatının İ.. M..nce verildiği, kısıtlının 27/02/2008 tarihinde öldüğünün anlaşılması üzerine sanığa toplam 6.200,00 TL’nin nereye harcandığı konusunda rapor sunması için süre verildiği ancak sanığın sadece 4.200,00 TL’nin kısıtlının defin masraflarında kullanıldığı beyan ettiği, ancak geriye kalan harcamaları belgelendiremediği olayda, 5237 sayılı TCK’nın 6/1-c maddesi anlamında kamu görevlisi olan sanığın eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 247/1-2 maddelerinde öngörülen zimmet suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilmeden, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 20/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.