Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/15619 E. 2015/30308 K. 20.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/15619
KARAR NO : 2015/30308
KARAR TARİHİ : 20.10.2015

Tebliğname No : 15 – 2013/174000

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/04/2013
NUMARASI : 2012/146 (E) ve 2013/55 (K)
SANIK : C.. K..
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
5237 sayılı TCK’nın 158/1-i bendinde serbest meslek sahibi kişiler tarafından mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi hali nitelikli dolandırıcılık olarak kabul edilmiş,193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 65/2 maddesinde serbest meslek faaliyeti sermayeden ziyade şahsi mesaiye ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır” şeklinde tanımlanmış, aynı kanunun 66. maddesi ise “serbest meslek faaliyetini mutat meslek halinde ifa edenler serbest meslek erbabıdır” denilmiştir. Aynı Kanun’un 37. maddesinin 4. bendinde ise, gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle uğraşanların bu işlerinden doğan kazançların bu kanunun uygulanmasında ticari kazanç sayılacağı belirtilmiştir. Kanunda kendi nam ve hesabına mesleğin gerektirdiği etik kurallara uygun olarak çalışması gereken kişilerin toplumda kendilerine duyulan güveni kötüye kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlemeleri hali nitelikli dolandırıcılık olarak düzenlenmiş ise de, bu bendin uygulanabilmesi için failin serbest meslek mensubu olması ve dolandırıcılık suçunu da mesleği gereği kendisine duyulan güveni kötüye kullanmak suretiyle işlemesi gerekir.
Sanığın İstanbul Barosunda kayıtlı avukat olduğu, katılanın vekilliğini üstlendiği, katılana Bursa 1., 2., 3., 4., 7., 8., 11. Asliye Ceza Mahkemeleri tarafından karşılıksız çek keşide etmek suçundan 32.100 TL adli para cezası verildiğine, hükümlerin kesinleştiğine, tebliğden itibaren 7 gün içerisinde ödeme yapılmazsa 321 gün hapis cezasına çevrileceğine, dair sahte olarak düzenlediği Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 14.08.2007 tarih, 2006/3917 ilamat sayılı davetnamesini göstererek ve kendisine tebliğ edildiğini söylediğini, sanığın davetnamedeki para cezalarının düşümünün yapılması için sanıktan 32500 TL aldığı, böylece sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği, davetname üzerinde yazılı bulunan mahkemelerden söz konusu esas ve karar numaraları verilerek ilamların sorulduğu, verilen cevaplarda tarafların tutmadığı, esasın tutmadığı ve o tarihte mahkemenin faaliyete geçmediği gibi cevaplar verilmesi karşısında, sanık beyanı, katılan beyanları ve tüm dosya kapsamına göre atılı suçun sübut bulduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş 01/11/2012 tarihli 3. celsede sanığın ek savunma hakkı tanınmış olması, sübut bulan eylemde TCK’nın 158/1-i ve 158/1-d de belirtilen suçun unsurlarının birlikte oluşması ve netice sonu itibariyle 158/1-d uyarınca işlem yapılmasının sonuca etkili bulunmaması karşısında bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 20/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.