Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/14805 E. 2015/29166 K. 30.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14805
KARAR NO : 2015/29166
KARAR TARİHİ : 30.09.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, katılan C.. A..’nun işyerinde pazarlama elemanı olarak çalıştığı sırada bir kısım müşterilerden satmış olduğu malların bedellerini aldığı halde müdahile teslim etmediği ve ayrıca TCDD kurumuna satılan mal bedeli olarak 1.742 TL tahsil ettiği halde müdahile 1.500 TL tahsil etmiş gibi makbuz düzenlediği, bu şekilde 1.957,00 TL’yi mal edindiği somut olayda;
1- Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükme yönelik olarak yapılan incelemede;
Dosya kapsamında bulunan sanık ikrarı, tanık ve müşteki beyanları ile TCDD’ye verilen makbuz dan atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun sanık tarafından işlendiğine dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazının reddine, ancak;
Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükümde temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu aykırılık aynı Kanunun 322. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasında yer alan; adli para cezasına ilişkin sırasıyla “25 gün”, “31 gün”, “25 gün” ve ” 500 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün”, “6 gün”, “5 gün” ve ” 100 TL” adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik olarak yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdsafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazının reddine, ancak;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/250-13 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının, kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dâhil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, suça konu senedin sahte olarak düzenlenmesi şeklinde gerçekleşen eylemde; sahtecilik suçunun işlenmesi ile oluşmuş somut bir zarardan söz edilemeyeceği gözetilmeden ve suç tarihi itibariyle adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği halde, zararın giderilmediğine dair yetersiz gerekçeyle sanık hakkında CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.