Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/14607 E. 2015/28978 K. 28.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14607
KARAR NO : 2015/28978
KARAR TARİHİ : 28.09.2015

Tebliğname No : 15 – 2011/393875

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2011
NUMARASI : 2011/200 (E) ve 2011/283 (K)
SANIK : M.. C..
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Ticarî faaliyeti meslek olarak icra eden kişilerin, güvenilirliğini sağlamak amacıyla, bu suçun, tacir (kişisel olarak ticaretle uğraşan kimseler) veya şirket yöneticisi olan yada şirket adına hareket eden kişilerin ticarî faaliyetleri sırasında işlenmesi, TCK’nın 158/1-h bendinde nitelikli hâl kabul edilmiştir. Bu kavramlar Türk Ticaret Kanunun ilgili hükümlerine göre belirlenecektir.
Türk Ticaret Kanunu Madde 14’te, Tacir;
“(1) Kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır. “denilmektedir.
Ticaret şirketleri ,aynı yasanın Madde 124’te;
”(1)Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir.
(2) Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır” şeklinde tanımlanmıştır.
Bu suçun oluşabilmesi için, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin dolandırıcılık suçunu ticari faaliyetleri sırasında işlemiş olmaları gerekir. Keza, kooperatif yöneticilerinin bu nitelikli halden cezalandırılabilmeleri için suçun kooperatifin faaliyeti kapsamında, işlenmesi gereklidir. Bu suçun faili tacir veya şirket yöneticisi yada şirket adına hareket eden kişi yada kooperatif yöneticisi olabilir.
Sanığın Kaçkarlar Emlak isimli şirketin sahibi olduğu ve katılan Yeşim’e 49.000 TL bedelli daireyi satmak için gayrımenkul alım satım sözleşmesi tanzim ettiği, sözleşmede satıcı olarak C.. Ö..’ı göstererek katılandan 1000 TL kaparo aldığı, katılanın tapu devri için tapu sicil müdürlüğüne gittiğinde Cengiz’in satıma yetkili olmadığını öğrendiği, hissedarlardan birinin alzaymır hastası olması nedeniyle satışın gerçekleşmediği, sanığın bu durumu bilerek daireyi katılana satmak istediği ve bu suretle üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda, tapu devrinin yapılacağı tarihte hissedarların tamamının tapu dairesine geldiği halde, hissedarlardan birinin alzaymır hastası olması nedeniyle tapuda devir işleminin yapılamadığının anlaşılması karşısında, mahkemenin sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı yönündeki kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 28/09/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.