YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14517
KARAR NO : 2015/28718
KARAR TARİHİ : 15.09.2015
Tebliğname No : 11 – 2011/405050
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/04/2011
NUMARASI : 2010/108 (E) ve 2011/139 (K)
SANIKLAR : Y.. G.., İ.. D.., N.. E.., S.. K.., L.. K..
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıklar hakkında iddianamede anlatılan suça konu 19.200 TL’lik ve 18.600 TL’lik çekler hakkında kamu davası açılmasına rağmen, bu hususta herhangi bir karar verilmemiş ise de, zamanaşımı süresi içinde bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Sanıklar hakkında hükmolunan ceza miktarına nazaran, sanıklar S.. K.. ve L.. K..’ın duruşmalı inceleme taleplerinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’un 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır. Bilişim sisteminden maksat,verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır. Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
Sanıklardan S.. K.. ve İ.. D..’ın Dilbazlar Isıtma-Soğutma Sistemleri isimli işyerinin ortağı oldukları, ayrıca sanık S.. K..’ın da Kökbudak Isı Sistemleri isimli işyerinin sahibi olduğu, sanık Selattin’in sanık İlyas’a alışveriş yaptıkları işyerlerine teminat olarak vermek üzere çek bulmasını söylediği bunun üzerine sanık İlyas’ın da aynı iş hanında çaycılık yapan ve aynı zamanda da haricen kombi alım satım işi ile uğraşan sanık Y.. G..’e kendilerine çek bulması halinde karşılığında 15 adet kombi vereceğini taahhüt ettiği bu durumu kabullenen sanık Yücel’in bu hususu diğer sanık Nusret’e ilettiği sanık N.. E..’ın açık kimliği tespit edilemeyen ve kendi ifadesine göre Ahmet isimli bir şahıstan 15 adet boş çek yaprağı alıp bunların sanık Yücel’e verdiği sanık Yücel’in suça konu çekleri bir zarfın içerisine koyarak sanık Selahattin’e gönderdiği, sanıklardan Selahattin ve L.. K..’ın bu çeklerden katılan Ö.. İ..nin Yapı Kredi Bankası İstanbul-Merter şubesi nezdindeki hesabına ilişkin olan iki adedini 25/02/2010 ve 25/03/2010 keşide tarihli olarak 17,650 TL bedelli sanık L.. K..’ın Kılıç Mutfak Mobilya isimli ticarethanesinin emrine, Odak Yapı Malzemeleri Sanayi ve Limited Şirketinin Garanti Bankası Küçükyalı-İstanbul nezdindeki hesabına ilişkin olan iki adet çeki 30/04/2010 ve 30/05/2010 tanzim tarihli olarak ve 26.800,00 er TL bedelle Kılıç Mutfak Mobilya emrine tanzim ettikleri, D.. A.. nin İş Bankası İstoç-İstanbul şubesi nezdindeki hebasına ilişkin olan bir adet boş çek yaprağını 50.000,00 TL bedelli ve 30/06/2010 keşide tarihli olarak yine Kılıç Mobilya emrine tanzim ederek sanık L.. K..’ın bu beş adet çeki sanık Selaattin’in ortağı ve yetkilisi olduğu Kökbudak Isı Sistemleri Emlak Limited şirketine ciroladığı, sanık Selaatinin de bu çekleri Kökbudak Isı Limited şirketi adına cirolayarak daha önceden mal aldığı ve bayiliğini yaptığı katılan Ariston firmasına daha önceden doğmuş borcuna karşılık cirolayarak verdiği sanık L.. K..’ın bu boş çek yapraklarına Bilenler İnşaat Taahhüt Limited Şirketinin Şekerbank Ankara-GOP şubesi nezdindeki hesabına ilişkin olan ve sanık Selaatin ile birlikte 25/06/2010 tanzim tarihli ve 19.200,00 TL bedelli olarak Kılıç Mutfak Mobilya emrine tanzim ettikleri çekin daha önceden olan borcuna ve artan kısmı da yeni alacağı makineye sayılmak üzere ortak iş yapan katılan müştekiler N.. S.. ve E.. B..’a verdiği suç konusu çek tahsil edilmek üzere katılanlar tarafından bankaya ibraz edildiğinde sahte olduğunun ortaya çıktığı, ancak NAF Tarım Ürünleri Sanayi Ticaret Limited Şirketinin TEB Mersin şubesi nezdindeki hesabına ilişkin olarak 30/07/2010 keşide tarihli ve 18.600,00 TL bedel ile yine sanık Selattin ile birlikte Kılıç Mutfak Mobilya emrine sahte keşide edilmiş çekinde sanık L.. K..’ın üzerinde ele geçirildiği, sanıkların bu şekilde üzerlerine atılı suçları işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Sanık L.. K.. hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde,
Sanık, katılan ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamına göre atılı suçun sanık tarafından işlendiği anlaşılmakla hakkında verilen mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiş, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-Sanıklar L.. K.., S.. K.., N.. E.., Y.. G.., İ.. D.. hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz incelemesinde,
a-Sanık S.. K..’ın katılan A.. A..’ye önceden doğan borcundan dolayı verdiği resmi belde sahtecilik suçuna konu beş adet çeki aynı anda mı yoksa değişik zamanlarda mı verildiğinin belirlenmesi, aynı anda verilmesi halinde tek suç, farklı zamanlarda verilmesi halinde sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanacağının gözetilmemesi,
b-Sanıklar N.. E.., İ.. D.. ve Y.. G.. hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet kararlarında, suça konu çeklerin tek bir zarf içinde sanık Nusret tarafından sanık Yücel’e verilmesi onun da yine aynı zarfla çekleri sanık Selattin’e ulaştırması karşısında sanıkların tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri gözetilmeden beş kez resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi ayrıca sanıkların TCK’nın 37. maddesi kapsamında resmi belgede sahtecilik suçunun faili oldukları göz ardı edilerek haklarında TCK’nın 39. maddesi kapsamında hapis cezalarından indirim yapılması,
c-Sanık L.. K..’ın da söz konu çeklerin hepsini aynı anda ciro etmesi karşısında tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği gözetilmeden hakkında 5 kez resmi belgede sahtecilik suçundan ceza verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafileri ve sanık Y.. G..’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.