YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14510
KARAR NO : 2014/4011
KARAR TARİHİ : 05.03.2014
Tebliğname No : 9 – 2011/247466
MAHKEMESİ : Didim(Yenihisar) 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/05/2011
NUMARASI : 2011/66 (E) ve 2011/289 (K)
SUÇ : Kamu malına zarar verme
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Kamu malına zarar verme suçunun vasfı itibarı ile uzlaşma hükümlerine tabi olmadığı cihetle, tebliğnamedeki usulüne uygun olarak uzlaşma yaptırılması gerektiğine ilişkin bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde;
Suça sürüklenen çocuğun, Ç.. Mahallesi G.. Caddesi üzerindeki parkın içerisinde bulunan bankı kimlik bilgileri belirlenemeyen şahıslarla birlikte ısınmak amacıyla yakarak zarar verdiği olayda, mahkemenin “kamu malına zarar verme” suçunun oluştuğuna yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) 5395 sayılı Kanunun 3/a-2 maddesine göre kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuk için “suça sürüklenen çocuk” ifadesinin kullanılması gerekirken “sanık” ifadesinin kullanılması,
2) Suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suçların hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamayacağının değerlendirilmesi açısından; suç tarihinde 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35/1 ve Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20/2.maddesi gereğince zorunlu olan sosyal inceleme raporu alınmadan ve aynı Kanunun 35/3.maddesine göre de sosyal inceleme yaptırılmamasının gerekçesi gösterilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3) Adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında uygulanan yasa maddesinin gösterilmemesi suretiyle, 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.