YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14509
KARAR NO : 2014/4013
KARAR TARİHİ : 05.03.2014
Tebliğname No : 9 – 2011/247077
MAHKEMESİ : Eskişehir Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/05/2011
NUMARASI : 2009/525 (E) ve 2011/406 (K)
SUÇ : Kamu malına zarar verme
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde;
Suça sürüklenen çocukların, F.. Mahallesi H.. İlköğretim Okulunun karşısında bulunan parkın içerisinde bulunan banka bıçakla zarar verdikleri olayda, mahkemenin “kamu malına zarar verme” suçunun oluştuğuna yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımları düzenleyen 5237 sayılı TCK’nın 50/1-f maddesine göre, suça sürüklenen çocuk hakkında belirlenen kısa süreli hapis cezasının “kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya” çevrilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazı kısıtlar biçimde hangi işkolunda çalıştırılacağına da karar verilmesi,
2) Suça sürüklenen çocuk Ş.. T.. hakkında 5237 sayılı TCK’nın 50/1-f maddesinin uygulanması için, suça sürüklenen çocuğun gönüllü olması şartının bulunduğu gözetilmeden, suça sürüklenen çocuğa bu tedbiri kabul edip etmediği sorulmadan, cezasının kamuya yararlı işte çalıştırılması tedbirine çevrilmesi,
3) 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesi ve Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğinin 20/1-7. maddesi uyarınca, fiili işlendiği sırada 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılmasının gerekli olduğu, mahkemece sosyal inceleme raporuna gerek görülmemesi halinde ise gerekçesinin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.