YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14436
KARAR NO : 2014/3440
KARAR TARİHİ : 25.02.2014
Tebliğname No : 9 – 2011/268371
MAHKEMESİ : Yenipazar(Aydın)(Kapatılan) Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/06/2011
NUMARASI : 2009/98 (E) ve 2011/24 (K)
SUÇ : Mala zarar verme
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Somut olayda; Y.. D..K…’nden Nazilli ilçesi istikametine gitmekte olan katılan E.. Ş..’ın, N… mevkii yakınlarında telefonunun çalması üzerine aracını sağa çekerek konuşmaya başladığı, bu sırada N.. ilçesinden D.. K..’ne gitmekte olan sanık A.. P.. ve temyiz incelemesi dışındaki arkadaşları M.. S.. ile O.. Ü..’ın, katılanın aracına yanaşarak neden yolda beklediğini sordukları, katılanın da “Hesap mı vereceğim, sizi ne ilgilendiriyor?” şeklinde yanıt vermesi üzerine, daha sonra kahvehane önünde karşılaşan katılan ve sanıklar arasında tartışma çıktığı, tartışma sırasında sanık Akın ve yanındaki arkadaşlarının katılana ait araca sandalye fırlatmak suretiyle zarar verdikleri anlaşılmakla, sanığın eyleminin mala zarar verme suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, o yer Cumhuriyet savcısı ve sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-5237 sayılı TCK’nın 50/1-b maddesine göre; kısa süreli hapis cezasının, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi tedbirine çevrilebileceğinin hüküm altına alındığı, aynı kanunun malvarlığına yönelik bazı suçlarda etkin pişmanlığı düzenleyen 168. maddesinde, failin, azmettirenin veya yardım edenin etkin pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme ya da tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde mağdurun rızası aranmaksızın, kısmi geri verme veya tazmin halinde ise mağdurun rıza göstermesi koşuluyla ve etkin pişmanlığın gerçekleştiği yargılama aşamasında dikkate alınarak ceza indirimi öngörüldüğü, öte yandan aynen geri verme veya tazmin tedbiri aynı kanunun 50/1. maddesinde hapis cezasına seçenek yaptırımlar arasında gösterilmiş ise de, yasal bir indirim nedeninin, bundan yararlanmama iradesini ortaya koyan failin cezasını etkisiz kılacak biçimde aynen tazmin tedbirine dönüştürülmesinin mümkün olmadığı, böyle bir uygulamanın mağdurun zararını soruşturma veya kovuşturma aşamalarında gidermeyen faillere yeni bir olanak tanıma olacakken, soruşturma veya kovuşturma aşamalarında zararı ödeyen sanık aleyhine ve adalete aykırı bir sonuç doğuracağı, maddenin düzenleniş amacının da bu şekilde yorumlanamayacağı gözetilmeyerek, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmayan sanık hakkında verilen hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 50/1-b maddesi uyarınca mağdurun uğradığı zararın tazmin suretiyle giderilmesi tedbirine çevrilmesi,
2-Sanık hakkında tayin olunan hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 50/1-b maddesinde belirtilen seçenek yaptırıma çevrilmesi ve aynı Kanunun 50/5. maddesinde yer alan “uygulamada asıl mahkumiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adli para cezası veya tedbirdir” hükmü karşısında, sanığa verilen cezanın 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin 6 ve 7. fıkraları uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
3-Sanığın adli sicil kaydında, tekerrüre esas daha ağır cezayı içeren Aydın 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2002/707 Esas ve 2003/8 Karar sayılı ilamının bulunması karşısında, daha hafif cezayı içeren Aydın 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2006/503 Esas, 2007/405 Karar sayılı mahkumiyetinin tekerrüre esas alınması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.