YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14403
KARAR NO : 2014/3702
KARAR TARİHİ : 27.02.2014
Tebliğname No : 9 – 2011/269643
MAHKEMESİ : Alanya 5. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/02/2011
NUMARASI : 2010/324 (E) ve 2011/127 (K)
SUÇ : Mala zarar verme
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır.Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Somut olayda; A..-Y..köyü halkından olan taraflardan katılanın .. ada .. no’lu parselinde bulunan su havuzundan … no’lu parselindeki betonarme su deposuna bundan da .. ada.. parseldeki serasına su aktarabilmek için.. ada .., .. ve ..parsellerdeki taşınmazlardan geçecek şekilde toprak altına döşenen 7-8 cm çaplı plastik su borularından .. ada.. no’lu parsel içinde kalan bilirkişi krokisinde işaretlenmiş .. ve …no’lu noktalar arasında, sanık tarafından, kendi arazisinden geçirilmesine karşı çıktığından dolayı uçlarının kırılması eyleminin “mala zarar verme” suçunu oluşturduğu iddia edilen somut olayda;
17.07.2010 tarihli jandarma tarafından düzenlenen “Olay Yeri Tespit Tutanağı” içeriğinde, “…toprağn yüzeyinde bulunan 18 metrelik kısmının her iki tarafından kırılmak suretiyle tahrip edildiği fakat plastik borunun sadece uç kısımlarının kırıldığı hala kullanılabilir durumda olduğu…” tespiti yapılmasına, taraflar arasında iddia olunan olay sonrası şikayetçi vekili tarafından 07.07.2010 tarihinde Alanya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/695 E. sayılı dosyasında görülmeye başlanan “geçit hakkı” dava dosyasına sunulan 09.07.2010 tarihli kadastro bilirkişisi raporda boruların geçtiği güzergahte sanığın sahibi olduğu..ada … Parselin bulunmadığını belirlemesine, boruların geçtiği ..ada .., ..,… no’lu parsellerin maliklerinin kimler olduğunun dosya kapsamından net olarak anlaşılmamasına ve sanığın aşamalardaki değişmez savunmasında “…zaten yüzeyde kalan boruların tabii aşınmalarla uçların kırılmış olabileceğini…” söylemesine göre; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenebilmesi amacına yönelik olarak; plastik su borularının toprak altına döşendiği güzergahta yer aldığı bildirilen .. ada ……. no’lu parsellerin maliklerini gösterir tedavüllü tapu kayıtlarının getirtilmesi, sanığın maliki olduğu …. ada ..parselin güzergahtan etkilenmemesi durumunun tartışılması, “…sadece uç kısımları kırık, kullanılabilir…” plastik su borularındaki tahribatın doğal şartlarla oluşup oluşmayacağının ortaya konulması, varsayımsal yaklaşımdan uzaklaşılıp, hangi somut delil ile sanığın atılı eylemi gerçekleştirdiği veya gerçekleştirmediği sonucuna ulaşıldığının hükmün gerekçesinde denetime olanak verecek şekilde gösterilmesi, toplanan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturmayla, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. madesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/02/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.