Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/14299 E. 2015/28828 K. 17.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14299
KARAR NO : 2015/28828
KARAR TARİHİ : 17.09.2015

Tebliğname No : 2 – 2012/150085

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/03/2012
NUMARASI : 2009/1465 (E) ve 2012/138 (K)
SANIK : H.. K..
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden almak, hırsızlık suçunun temel şeklidir. Taşınır malın alınmasının suç oluşturabilmesi için, zilyedinin rızasının bulunmaması gerekir.
Boya, badana, tamirat işleri ile uğraşan sanığın, müştekiye ait boş evin boyasını yaptığı sırada evde bulunan Demirdöküm marka kombiyi sökerek aldığı ve satmaya çalışırken yakalandığı anlaşılan somut olayda; suça konu kombinin sanığa tevdi ve teslim edilmediği, sanığın, boyacı olarak çalışması nedeniyle eşyanın evin icerisinde bırakıldığı bu nedenle eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine hükmolunması,
Kabule göre de;
1-Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulurken sevk maddesinin 5237 sayılı TCK’nın 155/2 olarak yazılması yerine TCK’nın 152/2 olarak gösterilmesi,
2-5237 sayılı TCK’nun 168. maddesindeki etkin pişmanlık hükmünün uygulanabilmesi için failin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle gidermesi gerektiği, ayrıca Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 27.05.2008 gün ve 2008/11-127-147 sayılı kararında açıklandığı üzere 5237 sayılı Kanun’un 168. maddesi “pişmanlıktan kaynaklanan iade ve tazmini” esas aldığı, somut olayda ise, suça konu kombinin kolluk görevlileri tarafından el konulduktan sonra müştekiye iade edildiği anlaşılmakla, sanık hakkında hüküm kurulurken yazılı şekilde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması,
3-Sanığın tekerrüre esas alınan Ankara 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 30/10/2007 tarihli ve 2006/982 esas, 2007/503 sayılı kararının, kesin hüküm niteliğinde olduğu ve tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, mükerrir sayılarak cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi gereğince ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 17.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.