Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/14213 E. 2015/28816 K. 16.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14213
KARAR NO : 2015/28816
KARAR TARİHİ : 16.09.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanma, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Kardeş olan sanıklardan C.. A..’in katılan şirket …… Gıda San. Tic. AŞ isimli şirkette pazarlama elemanı olarak ve tahsilat işlerinde yetkili ve sorumlu müdür olarak çalıştığı, diğer sanık N.. A..’in ise aynı şirkette pazarlama elemanı olarak çalıştığı, sanıkların işbirliği yaparak hayali şirketler adına, mal verilmediği halde verilmiş gibi senet düzenledikleri, yapılan nakit tahsilatlarını şirketin muhasebesine teslim etmedikleri ve kendilerine mal edindikleri böylece her iki sanığın iştirak halinde sahetcilik ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediklerine dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Katılanın her iki sanıktan şirket hesaplarındaki açığın tespitinden sonra 100.000 TL tutarında bono aldığını belirtmesi, yine …… ve Turizm Ltd. Şti. yetkilisi tanık ……..’nun katılan şirkete bono değil 5000 TL değerinde çek verdiğini, bunu sanık …….’e makbuz karşılığında teslim ettiğini açıklaması karşısında tebliğnamedeki sanık Namık Kemal’in diğer sanık ….’in eylemine ne şekilde iştirak ettiğine dair eksik araştırmaya dayalı bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiileri ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazının reddine, ancak;
1- Sanıkların aynı suç işleme kararının icrası kapsamında katılan şirketle ticari ilişki içersinde bulunan birden fazla müşteriden değişik zamanda tahsil ettiği paraları maledinmeleri karşısında haklarında 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinde tanzim edilen zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması,
2- Dosya kapsamında bulunan 6 adet sahte bonoda lehtar isminin bulunmaması karşısında 27.06.2005 vade tarihli 5.000 TL bedelli bono üzerinde yazılı olan lehtar isminin sanık çağrılarak kendisi tarafından yazılıp yazılmadığının sorulması, aksi beyan halinde bu senetteki lehtar isminin sanık tarafından yazılıp yazılmadığının yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilerek suç vasfının tayin edilmesi, ayrıca sahteliği iddia edilen senetlerin gerekirse şirket kayıtları da incelenerek aynı anda mı yoksa farklı zamanda mı verildiğinin araştırılması suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılarak bu konuda karar verilmesi yerine yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiileri ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmünlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.