YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14199
KARAR NO : 2014/17725
KARAR TARİHİ : 30.10.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/297842
MAHKEMESİ : Çekerek Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/01/2011
NUMARASI : 2008/101 (E) ve 2011/2 (K)
SUÇ : Zincirleme dolandırıcılık; Zincirleme resmi belgede sahtecilik
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi,kullanılan hilenin şekli,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; Tuhafiyecilik işi yaptığı ve şikayetçinin temsilcisi olduğu K.A.Ş. ünvanlı şirketten mal aldığı ve aralarında cari hesap bulunduğu ileri sürülen taraflardan sanığın; fiilen birlikte çalıştıklarını savunduğu abisi D.’ın İ.bankası-S. (Y.) şubesi nezdindeki hesabından üretilmiş suça konu 30.04/ 30.05/ 30.06.2007 keşide tarihli üç ayrı çek yaprağını (… seri nolu ve 1.500 TL bedelli); yetkisi bulunmadığı halde “hesap sahibi-D.” adına keşideci imzası atarak, arkasını da birinci ciranta sıfatıyla imzalayarak, anılan şirket adına hareket eden tanık Mahmut’a vermesine rağmen karşılıklarını ödemeyerek haksız yarar sağlaması şeklinde iddia olunan eylemlerinin sübutu halinde; TCK’nın 158/1-f-son, 43; 204/1, 43. maddelerinde tanımlanan “Zincirleme nitelikli dolandırıcılık”; “Zincirleme resmi belgede sahtecilik” suçlarını oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri tayin ve takdir görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek “görevsizlik” kararı verilmesi yerine yargılamaya devamla yazılı biçimde hükümler kurulması;
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.